Fenerbahçe'yi yorumlamak hem zevkli, hem de çok kolay! Zevkli; çünkü sahada ayaklarıyla sanat yapan yıldızlar topluluğu, kolay; çünkü kalemin kendiliğinden sana fırsat bile tanımadan çok güzel şeyler üretiyor! Alex, tepeden tırnağa futbolcu. Dün gününde olmadığı halde yine attı ve çok kritik bir golün de asistini yaptı. Yani maçı koparan adamdı. Alex'in kornerleri bile yarım penaltı kadar tehlikeli. Böyle bir yıldız hâlâ eleştiriliyorsa bu o ülkenin futbol kültürünü gösteriyor. Alex'in dışındakiler de bu yıldız oyuncunun adeta birer parçası. Lugano, Niang, M.Topuz, Santos, dünkü galibiyette rol oynadılar. Niang, penaltıdaki çabukluğu yanında attığı üçüncü goldeki ustalığıyla klasını gösterdi. Santos, hem defans hem de hücumdaki başarısıyla Brezilya Milli Takımına neden seçildiğini gösterdi. Fenerbahçe'nin en yumuşak karnı Bekir ile Özer'di. İlk yarıda kötü bir Fenerbahçe'yi bile bu ligde durduracak takım bana göre yok. Gençlerbirliği, skoru 2-2'ye getirinceye kadar bütün barutunu harcadı. İkinci yarıda pili bitmiş bebek gibi teslim bayrağını çekti. Yine de, başkent ekibinde Aykut, Serkan, Hurşut ve Oktay direnç gösteren ve ayakta kalan futbolculardı. Kaleci Serdar ise hem ilk golde hem de penaltı pozisyonunda çok büyük hatalar yaparak mağlubiyeti hazırladı. Bir bakıma Gençlerbirliği kalecisini marke edemedi (!) diyebiliriz Hakem Özgür Yankaya şanslıydı, çünkü maç 4-2 bitti. Eğer 2-2 bitseydi, Fenerbahçe'nin ikinci golü çok açık ofsayttı ve belki de Yankaya için bu Fener maçı ilk ve son maç olabilirdi.