Trabzonspor, İnter karşısında ortaya koyduğu futbolla yüz akımız oldu. Artık şu gerçek bilinmeli; eğer futbol adına bir şeyler yapacaksak, bu tür takımlarla boy ölçüşmesini bileceğiz. Ne yazık ki biz hâlâ kendi ligimizdeki kısır çekişmenin içindeyiz. Trabzonspor, İnter önünde hem ilk, hem de ikinci maçta oynadığı futbolla bir kez daha Avrupa markası olduğunu gösterdi. Bence İnter maçında yapılan tek hata vardı, o da Şenol Güneş'in, - belki kendi değerlerine göre - Adrian'ı oyuna geç almasıydı. Eğer Adrian on dakika önce sahaya sürülmüş olsaydı, o günkü formuyla bence yalnız bir vuruşu değil, birkaç şutu kaleyi, belki de golü bulabilirdi. Çünkü Adrian oyuna girdikten sonra üstünlük tamamen Trabzon'un eline geçti. Gelelim 7 Aralık'ta oynanacak Lille maçına... Trabzonspor için bıçak sırtı bir maç. Lille galibiyeti durumunda grupta ikinciliği garantileyecek. Bu durumda Trabzonspor, Avrupa Ligi için İnter-CSKA maçının sonucunu bekleyecek. Bu karşılaşmada İnter'in galibiyeti veya beraberliği, Trabzon'un yoluna devam etmesini sağlayacak. Aksi bir sonuç ise Trabzonspor'un elenmesine neden olacak. Her şeyiyle Trabzonspor için tarihi bir maç. En başından beri Trabzonspor'un bu grupta çıkacağını söylüyorum; şimdi buna tarih yazacağı ilavesinde bulunuyorum!.. Güzel ve anlamlı Neyi bilmediğini bilmek en iyisidir. Bilmediği şeyi biliyormuş gibi yapmak ise hastalıktır. Laozi (Lao-Tzu) Avcı'yı bekleyen tehlikeler Milli Takım'da Abdullah Avcı dönemi başladı. Avcı için herkes hemfikir ancak genç teknik adamı bekleyen tehlikeler de yok değil. Öncelikle aynı lisanı kullandığından dolayı her şeyi anında duyup öğrenme imkanına sahip. Bu kendisi için hem bir avantaj, hem de bir dezavantaj. Yani birileri üşüdüğü zaman Avcı nezle olacak. Öncelikle, bu mesleğin en büyük özelliği olan kıskançlıktan dolayı Avcı'nın açığını arayacak, daha doğrusu altını oyacaklar olacak!.. Bundan dolayı Avcı, kendi ayakları üzerinde durmayı öğrenmesi lazım. Bana sorarsanız Abdullah Avcı bu göreve getirilmeliydi ancak şeklen yanlış olduğu kanısındayım. Avcı da tıpkı Fatih Terim'de olduğu gibi Avrupalı bir teknik direktörün yanında birkaç yıl çalışmalıydı. Kim ne derse desin Fatih Terim'i Terim yapan Piontek'tir. Terim, bu sayede mesleğinde kariyerine kariyer katmıştır. Abdullah Avcı'nın bir diğer büyük dezavantajı, kariyerinde ilk kez seyircili bir takımı yönetecek olmasıdır. Avcı şimdiye kadar bu konuda çok rahattı. Belediyespor'da taraftar yönünden çok şanslıydı. Alkışlanmadı ama protesto da edilmedi. Şimdi öyle mi? Bir ülkenin takımını yönetecek. Bunun alkışı olduğu gibi futbolun bir gerçeği olan protestosu da var. Her şeye rağmen Avcı'ya en azından Hiddink kadar sabırlı olmalıyız. Bunu da kendi insanımıza olan saygımızdan daha doğrusu kendimize olan saygımızdan yapmalıyız. Futbola yabancılar! Beşiktaş-G.Saray derbisindeki futbola bakınca Hırvatistan'a elendiğimiz için çok üzülmememiz gerekiyor. Bu futbolla Hırvatistan'ı bırakın elememiz, yenmemiz bile sürpriz olurdu. Futbolumuzun çok değil 2008 yılından bu yana bu kadar büyük düşüş göstermesinin tek bir sebebi var; sayısız yabancı oyuncu... Bu kadar yabancıyla başarılı olmak bir yana, kendi futbolcularını da küstürürsün. Necip yedek, 37'lik Aurelio sahada. Quaresma, Simao ve Almeida'nın durumları ise içler acısı. Quaresma güya golcü futbolcu. Geçtiğimiz nisan ayından beri golü yok. Simao ile Almeida... Al birini vur diğerine. Böyle yabancılar oynayacağına Necip, Semih gibi oyuncular oynasın, hiç olmazsa Milli Takım'a faydalı olur. G.Saray'ın da Beşiktaş'tan aşağı kalır tarafı yok. G.Saray'ın yabancılarının ahı gitmiş vahı kalmış. Elmander golcü diye transfer edildi. Adam sanki rakibin stoperi. Böyle futbolcu bizim ülkemizde çok. Riera evlere şenlik. G.Saray'ın eski başkanlarından Alp Yalman'ın kurduğu veteranlar takımında bile forma giyemez. Koşmuyor diyemeyeceğim, koşmasını bilmiyor. Kaleci de hiç mi hiç güven vermiyor. Melo, gerçek yüzünü göstermeye başladı. Avrupa'dan, yaptığı bu hareketlerden dolayı kovuldu. Düşüne biliyor musunuz; bu milyon euroluk takımın en iyisi 100 binlik Semih! Demek ki, yönetim bu işten anlamıyor; yaptığı transferlerle bunu ortaya koydu.