Burak teslim olmuyor

Maç berabere bitti ama bana göre sahada bir galip vardı o da Burak Yılmaz'dı... Burak, tıpkı Ankaragücü ve Bursaspor maçlarında olduğu gibi yine yenilgiye boyun eğmedi. Takım kötü duruma düştü mü, Şenol Güneş dahil, herkes Burak'ın gözünün içine bakıyor. Çocuk, bu takımın cankurtaranı; göz açıp kapanıncaya kadar oyunu etkiliyor. Kenara bakıyorum, Güneş sanki bütün futbolcular her şeyi yapıyormuş gibi onlara değil de, Burak'a taktik veriyor. Bir gün Burak, kenar yönetime taktik verirse hiç şaşırmayın! Merak ediyorum; Burak ne zaman iflas edecek? İnşallah, şu Hırvatistan maçlarını çıkarıncaya kadar nazar değmez de hep böyle devam eder! Güneş'in B planı yok diye yaza yaza tükenmez kalemlerim bile bitti! Dün akşam da baktım, Güneş sudan çıkmış balık gibi kenarda çırpındı durdu! Trabzonspor, eğer böyle Avrupa'da başarılı olacağını zannediyorsa, buna diyecek bir şeyim var; kendini kandırıyorsun! Nerede Cech, nerede Zokora? Neden Sapara ile başlayıp daha 35. dakikada bütün hata sanki bu futbolcudaymış gibi oyundan alınıyor? İşte bunlar bir araya gelince, bir takımın başarısız olmasına yetip artıyor. Geçen yıldan beri Colman'a takığım (!) Güneş'e attığı su şişesinden tutun da Noel'e erken gitme adına çok önemli bir maç öncesinde gördüğü kırmızı karta kadar... Colman gibi Jaja'nın da bu takıma ihanet ettiğini ve ikisinin de gönderilmesini ısrarla yazmıştım. Biri oldu, diğeri Trabzonspor'u, hala kullanmaya devam ediyor! Mehmet Özdilek'in önünde saygıyla eğilmek gerekir! Çünkü Özdilek, yerli futbolculardan kurulmuş bir takımla lige posta koyuyor, zaman zaman da tozunu atıyor! Ali Zitouni tek yabancısı; ancak o da bizden biri sayılır! Böyle penaltı mı olur? Hakem, Suat Arslanboğa, verdiği penaltıyla maça damgasını vurdu. Amatör bir hakem bile böyle bir penaltı vermez. Ben her zaman yabancı hakem diyorum, Arslanboğa gibiler beni adeta teyit ediyor!