Ben çok az futbolcuya bu kadar takılmışımdır! Trabzonspor'un başarılı futbolcusu Burak'ı yazıyorum; yazdıkça yazılarımdan zevk alıyorum! Gerçekten Burak Yılmaz Trabzonspor'da, bir futbolcunun çalışarak meziyetlerini geliştirebileceğini göstermesi açısından çok güzel bir örnektir. Her gün üstüne koyarak, merdivenleri üçer beşer tırmanarak zirveye oturdu. Yalnız takımında değil, Milli Takımın da değişmezi oldu. Bir takımın, bir futbolcu üzerine taktik ve sistem kurmasını Türkiye'ye getiren oyuncudur Burak... Nitekim Şenol Güneş, bütün sistem ve taktiğini bu oyuncu üzerine kuruyor. Yalnız uzun toplar Burak için geçerli değil. Burak çalımın en iyisini, asistin en güzelini ve futbolun meyvesi golün en mükemmelini yapıyor. Haklı olarak da kendisini Türk futbolunun baş tacı yapıyor. Benim için bir maçta dört gol atması yerine, bir gol atıp takımını yenilgi veya beraberlikten kurtarması çok daha önemli! Örneğin Ankaragücü, Bursaspor ve son oynanan Antalyaspor karşılaşmaları... Burak, bu maçlarda attığı gollerle Trabzonspor'a hayat verdi. Birinde takımını galip getirdi, diğer ikisinde ise birer puanın alınmasında başrolü oynadı. Yalnız Burak'ın da diğer futbolcular gibi etten kemikten olduğunu unutmamak lazım! Onun da kötü oynayacağı ve gol atmadığı maç veya maçlar olacak. Bence işte o zaman Burak'ı seven ve ona inananların gerçek yüzü ortaya çıkacak! Wagner ve Abdullah Ercan Yabancı futbolcular işi azıttı! Adamlar bıraktılar her şeyi, şimdi de takımlarının teknik direktörlerini yönetmeye başladılar! Ziya Doğan-Tolga Özkalfa olayı gibi, Türkiye'de bir ilk daha yaşandı. Galatasaray-Gaziantep maçında Wagner, kendisini oyundan almak isteyen teknik direktör Abdullah Ercan'a karşı gelerek çıkmadı. Türkiye Gazetesinin sütunlarında bu haberi okuduğum zaman gözlerime inanamadım. Maçın ikinci yarısında, Gaziantep Teknik Direktörü Abdullah Ercan, Wagner'i sahadan çıkarmak istemiş ancak Brezilyalı oyuncu elinin tersiyle bunu reddederek çıkmamış. Bunun üzerine Ercan pes etmiş olacak ki, sahanın en iyisi, daha doğrusu sözünün geçtiği Muhammet'i çıkarmak zorunda kalmış. Çok vahim bir olay! Bu düpedüz, yabancı futbolcuların Türk futbolu üzerinde ayak seslerinin işareti! Wagner, bunu daha önceki teknik adam Tolunay Kafkas'a yapsaydı ya! Kafkas, Wagner'i, bırakın sahada tutmayı, Türkiye'de kalmayı bile zindan ederdi! Alın size sınırsız yabancı kontenjanı tepe tepe kullanın! Eğer bir gün Türkiye'de, yabancılar Türk, Türkler yabancı konumuna düşerse kimse şaşırmasın! Bu kaleciyi çok mu aradınız! Galatasaray'ın, bu kaleci ve bu anlayışla maç kazanmayı bıraktım, puan alması bile başarıdır! Acaba hangi menajer bu kaleciyi getirip köşeyi döndü! Eğer Başkan Aysal, yaptıklarında, söylediklerinde samimiyse, buna da açıklık getirmelidir. Uruguaylıymış, falanmış, filanmış... Bence böyleleri, Türk futbolunun, Türk kalecilerinin önüne geçen parazitler! Muslera'nın oynayacağı yer Banka Asya Ligi! Muslera'nın Gaziantep'ten yediği 4 gol de evlere şenlik! Bence Galatasaray kaleci buluncaya kadar Taffarel oynasın! Bu takımdan Muslera, Ujfalusi, Riera hatta Elmander vakit geçmeden hemen gönderilmeli. Bunlar gönderilmezse, korkarım ki sıra Fatih Terim'e (ki gitmesini hiç ama hiç istemem), hatta Başkan Ünal Aysal'a gelecek! Terim, bazı saplantılarından kurtulmalı. Öncelikle Melo'dan... Sonra takımın en iyisi Sabri'nin sesini kesmeli veya kaptanlığını elinden almalı. Terim şunu unutmamalı; Baros bu takımda oynayacak ilk isimdir. Bunun yanında Terim, defansta çok acil değişikliğe gitmelidir. Çağlar ve özellikle Ceyhun geri dörtlüye monte edilmeli, 4 milyon euroya alınan Yekta, hatta unutulan Ayhan'a da şans vermelidir. Güzel ve anlamlı sözler "Herkes doğruyu söyleyebilir ama çok az kişi vecize üretebilir." (W.Somerset Muaghan) "Hakikaten iyi söylenmiş sözler, dinleyici kadar söyleyeni de şaşırtır." (Joseph Joubert) "Genel bir özdeyiş kadar yararsız bir şey yoktur." (Thomas Babigton Macaulay)