Trabzonspor için şampiyonluk artık aslanın midesinde! Eskişehirspor karşısında kaybedilen iki puan Trabzonspor'un 27 yıllık özlemini zora soktu. Bundan sonra Trabzonspor'a, yalnız kazanmak yetmeyecek rakibinin de kaybetmesini bekleyecek. Eskişehirspor karşısında Trabzonspor, tam bir panik içindeydi. Futbolcuların sanki ayakları bağlanmış, koşmakta zorlandılar. Buna Şenol Güneş'in de yanlışları eklenince kazanılacak maç berabere bitti. Böyle maçlarda neticeye gidecek pozisyon bir veya iki defa insanın ayağına gelir. Ancak bu karşılaşmada Umut ve Burak bu fırsatları çokça yakaladı, ama atacakları yerde ayaklarıyla tepti! Hele hele Umut, amatör futbolcudan farksızdı. Şenol Güneş, sağ çizgide Mustafa'yı oynatmakla yanlış yaptı. Çünkü Mustafa, hem hücumu hem defansı yapacak vasıfta bir oyuncu değil. Mustafa'nın oynayacağı yer stoper mevkii. Burada Serkan gibi kısa, ama çabuk bir futbolcuya ihtiyaç vardı; o da Barış olabilirdi. Güneş, neden sonra bu futbolcuyu oyuna aldı. Güneş'in ikinci büyük hatası ise devre arasında aldığı Mehmet Çakır'a hiç şans tanımaması oldu. Oysaki bu maçta Mehmet, sonradan da olsa Umut'un yerine oyuna alınabilirdi. Bu oyuncunun gol şansı yüksek. Ne yazık ki Güneş, bunu hiç düşünemedi! Gelelim en büyük probleme; Jaja ve Colman, uzun zamandan beri rakibe değil Trabzon'a karşı mücadele ediyor (!) bunu ben görüyorum ama ne yazık ki Şenol Güneş ve Ünal Karaman bir türlü göremedi, belki de görmek istemedi! Bana göre bu iki oyuncu, Eskişehir karşısında kötü oynamaktan çok oynamamak adına direndi! Zaten Jaja, İstanbul'da çıkan fotoğraflarından bu takımın futbolcusu olmadığını göstermemiş miydi? Colman ise Şenol Güneş'le kavga ettiği günden beri sahada oynarken bile adeta kin kusuyor! Bunlara bel bağlarsan sonunda olacağı budur! Selçuk ise ayrı bir vaka. Bu oyuncu, bir transferdir tutturdu gidiyor! Selçuk, kendisini, milli takım bazında ispatlayamamış bir oyuncu. Avrupa'da ne yapar; doğrusu tartışmaya açık. Ancak bu transfer haberlerinde bence bir kurnazlık yatıyor (!) Selçuk, Avrupa'yı gösterip, Fenerbahçe'ye gitmeye çalışıyor. Bu oyuncunun aklına bu transfer girdiyse, bırakın yararlı olmayı zararı bile dokunur! Bir takım her zaman dışarıdan sabote edilmez, bazen böyle de sabotajlara uğrayabilir! Yazık oldu bu taraftara. Çünkü şampiyonluğu çok istemiş, bence de hak etmişti. 12. adamdan bir on bir yapılsaydı bu inançla şampiyon olurdu! Ünder ve Galatasaray Manissapor karşısında Galatasaray'ın oynadığı futbol, takımın emin ellerde bulunduğunun en büyük işaretiydi. Bülent Ünder, belki de sezon başından beri elindeki isimlerden oluşan en ideal ve çıkması gereken takımı sahaya sürdü. Uzun bir süreden sonra, Galatasaraylı taraftarlar takımlarını doyasıya alkışladı. Ünder, Türk futbolunun nadir yetişen futbolcularından ve teknik adamlarından biridir. Yeter ki Galatasaray ve Türk futbolunu yönetenler bunu görebilsin. Manisa maçında her şey güzeldi, ancak güzel olmayan Servet, Gökhan ve kaleciydi. Ne yazık ki Servet ile Gökhan, futbolu bırakma aşamasına geldi, ne var ki hâlâ bir defans oyuncusunun nasıl oynayacağını ve ilk görevlerinin defans olduğunu öğrenemedi. Yenilen iki golde de Servet ve Gökhan'ın yüzde yüz hataları vardı. Ama aynı Gökhan ve Servet, sanki bir şey olmamış gibi, hücumlarda ileri gidip kafayla gol atmaya çalıştı. Bunlar bence kendilerini kandırıyor! Sen geride 1.60'lık adama kafa vurdurarak takımının gol yemesine neden oluyorsun, sonra da "çakma kahraman" misali göz boyama adına ilerde gol kovalıyorsun. Zapata ise kaleciden başka har şeye benziyor! Polat ve yönetimi bunları Galatasaray'a getirmekle yalnız Galatasaray'ın parasını çarçur etmekle kalmamış, Türk futbolcusunun önünü kapatarak ta büyük bir yanlış yapmıştır. Bülent Ünder, Galatasaray için bir nimettir. Sahip çıkılırsa inanıyorum ki Ünder, neler yapacağını gösterecektir. Hüseyin Göçek ve Türk hakemliği Fenerbahçe-Gaziantepspor karşılaşmasının yöneten Hüseyin Göçek, bu maçla değil, sırtına sanki suçmuş gibi giydiği Galatasaray formasıyla eleştirildi, daha doğrusu karalanmaya çalışıldı. Tam anlamıyla büyük bir ayıp, onun ötesinde büyük bir haksızlık. Peki, Süper Lig'i yöneten hakemlerden kaçının Fenerbahçeli olduğunu biliyor musunuz? Geçtiğimiz yıl bunun araştırılması yapıldı ve hakemler açık yüreklilikle tuttukları takımı söylediler. Bu anket sonunda ligimizi yöneten hakemlerin çoğunluğunun Fenerbahçeli olduğu çıktı. Bu da çok doğal. Çünkü her insanın nasıl bir görüşü varsa, tuttuğu bir takımının olması yadırganmamalı. Ama "bulanık suda balık avlayanlar (!)" bir şey üretemedikleri için ikide bir en iyi yaptıkları karalama kampanyasını devreye sokuyorlar. Hüseyin Göçek olayı da işte böyle bir şey! Göçek, Fenerbahçe-Gaziantep maçını yönetti, ama gel gör ki birileri Galatasaray'a kin kusuyor. Galatasaray'ın, Avrupa'da kazandığı iki kupa, ne yazık ki birilerinin hâlâ boğazında kılçık gibi takıldı kaldı! Üstelik de Galatasaray'ın, bu kupalardan birini Arsenal'den, diğerini Real Madrid'den alması haset ve kıskançlığın adeta kan davasına dönüşmesine neden oluyor! Bu düşüncede olanlar ne yazık ki hâlâ annelerinin ligini, Avrupa ligi zannediyor!