Şimdi kimse kalkıp da "Yok efendim, Trabzonspor futbol mu oynadı? Hak etmedi" gibi sözlerin arkasına sığınmaya kalkmasın. Çünkü hak edeni de görüyoruz! Bu saatten sonra futbol oynayıp kazanmamaktan, futbol oynamadan kazanmak çok daha iyidir. Çünkü değil bir puan, atılan her golün büyük bir anlamı var. Bu böyle olunca da ben dün Trabzonspor'un futbolunu şimdiye kadar oynadığı en mükemmel futbol olarak görüyorum. İlk yarıda Trabzonspor inanılmaz derecede kötü oynadı. Hele hele Jaja, 45 dakika boyunca tek bir şut atabildi. Bunun dışında faydasından çok zararı vardı. Ama ikinci yarıda o Jaja gitmiş yerine müthiş bir futbolcu gelmişti. Sahada basmadık yer bırakmadı. İlk golün pasını vererek, galibiyetin ateşleyicisi oldu. Bunun yanında takımın diğer oyuncuları da ikinci yarıda inanılmaz bir istek ve arzu ile şampiyonluğun en büyük aday olduklarını gösterdiler. Trabzonspor için bu maç ligin kırılma noktasıydı. Bundan sonra önü açık. Sonuç olarak kazınılan bu üç puan, Trabzon için şampiyonluk yolunda büyük bir moral oldu. Manisaspor, gerçekten modern futbolu çok iyi oynayan en önemlisi, oynatmamaktan çok, futbolu güzelleştirmeye çalışan bir futbol anlayışına sahip. Hikmet Karaman, belli ki bu takıma çok şeyler vermiş. Yabancıları diğer Anadolu takımlarına oranla çok daha kaliteli. Bu kalite futbollarına yansıyor. Bir de maçın hakemi Fırat Aydınus vardı. Mükemmel bir maç yönetti. 22 hafta sonrasında nihayet bir hakem benden 10 üzerinden 10 aldı. Aydınus, futbolculardan çok koştu. Çaldığı her düdük, futbolu güzelleştirdi. 22 futbolcudan çok Aydınus'u izledim ve zevk aldım. İşte dört dörtlük hakem böyle olur dedirten cinsten bir müsabaka yöneltti.