Halil neden alındı?

A -
A +

Trabzonspor, geçen sezonda bıraktığımız gibi... Yönetim ve teknik heyet bir arpa boyu yol almamış! Avrupa Şampiyonlar Ligi oynuyorsun, sahaya sürülen takıma bak! Sanki hazırlık maçı oynanıyor! Şenol Güneş'te, geçen yıldan kalma futbolcularla ilgili bazı saplantılar devam ediyor. Nerde Halil Altıntop? Bu futbolcu, Orduspor, Samsunspor, maçlarında oynatmak için mi alındı? Halil Altıntop, böyle hayati karşılaşmalarda oynamayacak hangi maçta oynayacak? Benfica ile oynanan iki maç için en hazır adam Halil Altıntop'tu, ama nedendir bilinmez Şenol Güneş, sanki bu futbolcuyu Trabzon'a transfer olduğu için cezalandırıyor! Pes doğrusu... Transferlere gelince; alınan futbolcular Polonya ve Çek Cumhuriyeti'nden... Sanki dünyanın 8. harikası! Anlamak mümkün değil. Türkiye'de, Polonya ve Çek Ligi'ni kim tanıyor? Daha ötesi hangi kanal bu iki ülkenin ligini yayınlıyor; yayınlasa kim izler... Türkiye'de, Mustafa Pektemekler, Olcanlar, Cenkler, Hurşutlar dururken, Güneş'in bu tercihleri, bu büyük kupadan elendikten sonra bence çok tartışılacak. G.Saray'dan gözdağı Galatasaray, Avrupa'daki saygınlığını yeniden kazanıyor. Bu bence Fatih Terim'le oluyor. İnter ve Liverpool maçlarında Galatasaray, adeta düşman çatlattı. 2000 yılında kazandığı o muhteşem kupaları hatırlatan bir görüntü çizdi. Özellikle Liverpool karşısında Cimbom, muhteşem oynadı. Aksayan yönü yok muydu; vardı ama sahaya yansıttığı güzelliklerle bunlar görülmedi. Terim, bu maçta hem taktik hem de oyuncuları değişik yerlerde kullanma açısından kazanılan zafere damgasını vurdu. Ujfaluji, hiçbir zaman duran bir stoper değil. Terim, bunu anlamış olacak ki, hücum gücü yüksek olan bu oyuncuyu sağ çizgide oynatarak gol yollarında büyük patlama yaptı. Baros, mükemmel oynadı. Attığı gollerle yeni sezonda çok iyi şeyler yapacağını gösterdi. Bütün bu güzellikler içinde Galatasaray'da aksayan tek defansta göbekte yer alan Servet ile Gökhan'dı. Bu iki oyuncu tek tek ele alındığı zaman iyi futbolcular, ancak bir araya geldikleri zaman hem takım hem de kendileri için zararlı oluyor. Terim, mutlaka buraya bir tedbir alacaktır. Sonuç olarak; Galatasaray, dünya devi Liverpool'u devirirken, Avrupa'ya, gözdağı verdi dersek yanılmış olmayız. Rakip Romanya ve Macaristan Dünya Kupası Kuralarında, çekebileceğimizin en iyisini çektik! Grupta Hollanda'yı saymazsak, ikincilik çantada keklik! Bu tür şampiyonalarda her grubun başında Hollanda gibi dünya devi bir takım mutlaka oluyor. Bu durumdan ancak birinci torbaya girdiğimiz zaman kurtulacağız! Grup maçlarında eğer Hollanda'yı baz alıp onunla aşık atmaya kalkarsak, ikincilikten de oluruz. Çünkü her ne kadar Macaristan ve Romanya dişimize göre olsa da, basit bir hesap yanılgısı sonucunda ikincilikten de olabiliriz. Hollanda'yı unutup gözümüzü, Romanya ve Macaristan ile oynayacağımız maçlara çevirmemiz gerekir. Çünkü en kötüsü grupta ikinci olarak play-off oynamalıyız. Bu arada kura çekiminden de biraz söz etmek istiyorum; ben çocuktum, yaşlandım (!) hâlâ FIFA Başkanı Blatter... Ne var sanki bu adamda! Blater, bunamış mı? Önündeki gerçek kralı görmedi, kraldan çok kralcılarla uğraştı! Sahneye herkesi davet etti ama Pele'yi unuttu! Bu bir gaf mıydı yoksa yaşlılığın verdiği bir unutkanlık mı, anlaşılmadı, ama gerçek olan bir futbol skandalıydı... Bu olay, ertesi günü benim gibi düşünen Avrupa basınının da dikkatini çekmiş olacak ki FIFA Başkanı, ağır bir dille eleştirildi.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.