İki yüzlü Trabzonspor!

A -
A +

Trabzonspor, Avrupa'da bir başka oynuyor. İnter ve ardından Lille karşılaşması, gururumuzu kabartan iki maç. Trabzonspor, bence iki maçta da tarih yazdı. Lille karşısında alınan bir puan, İnter önünde kazanılan galibiyet kadar anlamlıdır. Bu bir puan belki de Trabzonspor'un gruptan çıkmasına büyük katkı yapacak. Ancak Trabzonspor acilen Burak gibi bir golcü bulmak zorunda. Gruptan çıktıktan sonra böyle bir futbolcu Trabzonspor'u en az yarı finale kadar uçurur. Henrique kaliteli bir santrfor, ancak sanki kan uyuşmazlığı var. Nedense yanındakilerle bir türlü uyum sağlayamadı. Lille maçında kadro dışı kalışının stresini yaşadığı belliydi. Bence bu takımın direkt adamlarından biri de Adrian'dır. Bu futbolcunun yedek soyunmasına bir anlam veremiyorum. Eğer bir devrelik futbolcuysa, ilk kırk beş dakikada oynaması çok daha iyi olmaz mı? Bana göre Adrian değil doksan, 120 dakikayı da çıkaracak kapasitede mükemmel bir futbolcu. Trabzonspor'un evinde oynayacağı maçlar, dışarda oynayacaklarından zor geçecek. Çünkü dış sahada oynanan maçlarda Trabzonspor çok daha iyi konsantre oluyor. Semih oynadıkça yok oluyor!.. Fenerbahçeli Semih oynadıkça gözden düşüyor! Semih, Fenerbahçe'de kalıcı olmak isityorsa nöbetçi golcülüğünü sürdürmeli! Gaziantep ve Manisa maçlarında oynadığı futbolla eski Semih'in yerinde yeller esiyor! (Tabii bunda yaşının ilerlemesinin faktörü de var) Semih, tipik 45 dakikalık futbolcu. Bunu bize kendisi kabul ettirdi! Fenerbahçe, başının sıkıştığı birçok maçta Semih'in "nöbetçi golcülüğü" sayesinde kazandığı bir gerçektir. Semih, bu yıl sezon başında gösterdiği formla ilk on bire girmeyi başardı. Başarmasına başardı da en çok tartışılan adam yine o oldu. Semih'in Manisaspor maçında attığı ve sayılmayan golü, belki de en büyük şanssızlığıydı. Çok silik kaldığı bir karşılaşmada bu golü geçerli olsaydı, o şimdi başka bir pozisyonda olurdu! Semih, bence "nöbetçi golcü" durumunu korumalı, aksi halde yedek kulübesi de hayal olur. Kulüpler Birliği şikeden yana mı?.. Kulüpler Birliği küme düşme cezasını yumuşatmak için bir yasa teklifi hazırlıyor. Ancak bazı kulüpler buna karşı çıkıyor. Bundan da şu anlaşılıyor; Kulüpler Birliği şike konusunda ayrı düşünüyor. Bir kısmı şikenin küme düşürülmesiyle cezalandırılmasını, bir kısmı ise küme düşmenin kaldırılmasını istiyor. İkincilerin dolaylı olarak şikeyi destekledikleri ortaya çıkıyor. Şikeyi suç olmaktan çıkarmak isteyenler, bir gün bununla karşılaştıkları zaman nasıl bir davranış içinde olacaklar? Anlaşılıyor ki birileri hala"bulanık suda balık avlama peşinde!" Hiç kimse kulüp başkanlarının, yöneticilerin, teknik adam veya futbolcuların hapse girmesini istemez. Ancak milat olan bu hareketin temiz spor adına desteklenmesi de kaçınılmaz. Şike çok hassas bir konu. Kulüpler Birliği'nin bir kısım yöneticisi bence bu hassas konuda büyük bir yanılgı içinde. İçlerinden bazıları bindiği dalı kesiyor,Türk futboluna kötü örnek oluyor. Hakem hataları "Metris"lik Hakemlerimiz ligin en kötüleri. Ben bunu biraz da üç günde bir maç yönetmelerine bağlıyorum! Oysa üç günde bir maç yönetmek onlar için bulunmaz bir nimet! Bir taraftan seyahat, diğer taraftan bol para; bundan güzeli can sağlığı! Ama ne yazık ki hakemlerimiz bunun karşılığını veremiyor. Geride bıraktığımız dört haftanın üç hakem hatası var ki, adamı Metris'e götürür! Manisa maçında Semih'in attığı golü görmeyen bir yardımcı hakem kendisini sorgulamalı! Karabükspor-Galatasaray karşılaşmasında Büyamin Gezer'in Muslera'ya gösterdiği kırmızı kart evlere şenlik! Muslera, bu pozisyonda son adam değildi, kasıtlı bir hareketi yoktu; çünkü topa gidiyor, rakip ise topsuz olarak Arjantinli kaleciyi perdelemeye çalışıyordu. Gezer, her ikisini düşünerek kırmızıyı gösterdiyse iki yanlışı birden yaptı. Gezer'in bu tür yanlışları, geçtiğimiz yıldan beri hep Galatasaray maçlarına tesadüf ediyor! Kayserispor-Fenerbahçe maçında Kuddusi Müftüoğlu'nun kendisini bir an için voleybol hakemi zannedip Orhan ve Bilica'nın smaçlarını görmemesi en az yukarıdaki iki hata kadar vahimdi. Bence Müftüoğlu'nun penaltıdan da daha büyük bir yanlışı vardı; mavi formayla sahaya çıkan Fenerbahçe takımının, kalecisi Volka'nın da aynı renkten formayla oynamasına izin vermesiydi. Güzel ve akıllı sözler... "Akıllılık her şey için yararlıdır ama hiçbir şey için yeterli değildir." (Henri FrederickAmıel) "Akıllı kişi problemi çözer, bilge kişi problemden kaçınır." (Albert Eınsteın)

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.