Şimdi ipler Trabzon'da

Trabzonspor bundan sonra kendi yolunu kendisi çizecek. Kalan 7 maçı kazanması durumunda Trabzonspor için mutlu sona ulaşmak anasının ak sütü gibi helâl olacak. İşin bu kadar zorlaşmasında herkesin payı bulunuyor! Yönetim söylemleriyle rakiplerine taviz verdi, teknik heyet saha içindeki uygulamalarında hatalar yaptı, futbolcular her maç öcesinde girdikleri stres ve aşırı heyecan sonunda takımı bu duruma getirdi. Lig şimdi 7 maçlık bir serüvenle yeniden başlıyor! 28 yıllık özlem bu 7 maç içine sığdırılmış durumda. Trabzonspor, eline geçirdiği bu son fırsatı iyi değerlendirmek için gecesini gündüzüne katmak zorunda. Bu fırsat kaçmaz... Kenetlenmenin tam zamanı. Eğer Trabzonspor, bu kadar zorluklardan sonra şampiyon olursa, bu başarısı şimdiye kadar kazandıklarından çok daha anlamlı olacak Futbol Federasyonu uyuyor mu!.. Ligin en kritik haftalarını yaşıyoruz. Şampiyonluk ve küme düşme çok kritik bir dönemde ama Futbol Federasyonu uyuyor!... Dedikoduların ayyuka çıktığı bu kritik haftalarda Futbol Federasyonu ne yazık ki, en büyük görevini unutmuş durumda. Yapılacak şey, şampıyonluğa ve küme düşmeye oynayan takımların maçlarını aynı saate almak. Federasyon bunu düşüneceği yerde, kalkmış kendi kuruluşu MHK Başkanı ile uğraşıyor Geç kalınmasına rağmen, 'zararın neresinden dönülürse kardır' misali Federasyon, olaya hemen el koymalı ve maç saatlerini düzeltmelidir. Örneğin bu hafta bu haksızlık çok açık olarak görülüyor. F.Bahçe bugün, Trabzonspor yarın oynayacağı için Trabzonspor kendine büyük bir avantaj sağlıyor. Oysa Futbol Federasyonu, bütün takımlara eşit davranmak zorunda. Diyelim ki Futbol Federasyonu bunu düşünemedi, peki yanında çalıştırdığı ve bir sürü para verdiği insanlar ne iş yapar!.. Semih cepten yiyor F.Bahçe'nin nöbetçi golcüsü Semih Şentürk, bir defa daha ilk on birin futbolcusu olmadığını gösterdi. Semih, eğer ilk on birde oynamış olsaydı, şimdiye kadar böyle bir futbolcunun ne ismi, ne de cismi kalırdı! Semih yatsın kalksın, sonradan oyuna girmesine şükretsin. Semih Şentürk nöbetçi golcü kaldığı sürece bu işten ekmek yer!.. Ama Bursaspor maçındaki gibi ilk on birde oynarsa, kulübede bile kendine zor yer bulur. Bunun gibi birkaç futbolcu daha var. Örneğin Ümit Karan. Ümit, G.Saray'da yedek oynadığı sürece hep aranan futbolcu oldu. Ne zaman G.Saray'ın ilk on birinde yer almaya başladı, şansını kaybetti ve takımdan gönderildi. Çünkü Karan ve Semih son yarım saatlik futbolcu!.. Yorulan defanslara karşı daha başarılı oluyor. Semih, bu işten ekmek yemek istiyorsa, sesini çıkarmadan bulunduğu konumu devam ettirmeli. Aksi takdirde Semih, değil Avrupa'da, kısa bir zaman sonra kendisini Bank Asya 1.Lig'de bulur!.. Fatih Terim ve Türk futbolu Futbolumuzun büyük bir kaos içinde olduğu bir gerçek. Oysa, futbolumuzu bu kaostan kurtaracak gerçek futbol adamları çok ama gören yok!.. Fatih Terim bunlardan biri, hatta en başta geleni. Çekirdekten yetişen ve futbol oynadığı zamanın bence mevkisinde en iyisi olan Terim'den, Türk futbolu neden faydalanmaz hayret doğrusu. Avrupa'nın birçok kulübünün peşinde koştuğu futbol dolu böyle bir insanın, Futbol Federasyonu Başkanı olmasının tam zamanı. Futbol, futbolu bilenlerle yönetilir. Dünkü çocukların (!) başkanlık için isimi geçerken, kariyeri dolu dolu Fatih Terim'i düşünmemek bence çok büyük bir düşüncesizliktir. Vakit geçirmeden, Türk futbolunu çok iyi bilen, futbolu en üst düzeyde oynamış kişiliğiyle de futbolcular üzerinde büyük etkinliği olan Terim, kayıtsız şartsız Futbol Federasyon Başkanlığına getirilmelidir. Getirilmelidir ki, Türk futbolu hem bu kaostan, hem de bu şaibelerden kurtulup Avrupa'da gerçek yerini alabilsin.