Trabzonspor'un, F.Bahçe maçından sonra çok önemli dört maçının olduğunu, bunları kazanması durumunda şampiyonluğun en güçlü adayı olmaya devam edeceğini yazmıştım. Trabzonspor, bunlardan ilk ikisini hem de deplasmanda 6 puanla kapamayı başardı. Şimdi sıra Kayserispor ve Beşiktaş maçlarında. Trabzon, bu iki karşılaşmayı kayıpsız atlatırsa tünelin sonundaki ışık iyice belirlenecek. Son Manisaspor maçında Trabzonspor'un en büyük hendikapının stres ve heyecan olduğu bir defa daha görüldü. Şenol Güneş'in, bu maçta ekrana yansıyan yüz ifadesinden korktum!.. O nasıl bir stres, nasıl bir heyecan, yüzü sapsarı!.. Trabzonspor'da en güçlü olması gereken insan en güçsüzü oynuyor. Geminin kaptanı bu kadar paniklerse, tayfalar ne yapsın!.. Futbolcular, stresten iki metre önündeki arkadaşına pas atamıyor. Rakipler, Trabzon'dan korkacağına, Trabzonspor rakibinden tırsıyor. Trabzonspor'un defansının orta göbeği çok zayıf. Yenilen golde bence bu ikilinin büyük hatası var. Havaya yükselmekte zorlanıyorlar. İki futbolcu, yalnızca kesiyor ama esas görevleri topu oyuna sokmakta ise aynı beceriyi gösteremiyorlar. Jaja büyük sorun!.. Manisa karşısında ilk yarıdaki Jaja ile ikinci yarıdaki Jaja arasında dağlar kadar fark var. Bu yüzden bu tür oyuncuların ne yapacakları belli olmayacağından, Güneş haklı olarak Jaja'yı oyundan almadı; almadığında ne kadar haklı olduğu da görüldü. Jaja ikinci yarıda adeta coştu, takımı da coşturdu. Ama işler iyi giderken yani tekerlek kırılmadan bu oyuncunun kulağının çekilmesinde fayda var. Her şeye rağmen Trabzonspor'un en büyük avantajı kendi göbeğini kendisinin kesecek olması. Yani rakiplerinin yapacağı önemli değil. önemli olan Trabzonspor'un 12 maçını kazanması. Trabzonspor, bunu yapacak güce ve inanca sahip. Balık baştan kokmuş!.. Beşiktaş-F.Bahçe maçının devre arasında VIP'te çıkan kavga, hem büyük bir ayıp, hem de oldukça düşündürücü. Şiddet Yasası'nın tartışıldığı şu günlerde yönetici, hatta başkan düzeyinde yaşanan bu olay yapılanların bir göstermelikten ibaret olduğunu gösteriyor. Eğer karşıdakine saygın yoksa, ne yasası çıkarsa çıksın hiç bir işe yaramaz. İnönü Stadı'ndaki olay, balığın baştan koktuğunun en güzel örneği. VIP gibi elit insanların bir arada olduğu yerde bunlar oluyorsa, tribünlerdeki olayları abartmamak gerekir!.. Benim anlamadığım, Ali Sami Yen'de de bu tür bir olay yaşamıştı. Diyelim ki burada G.Saray suçluydu. Peki İnönü'deki kavgada da suçlu yine mi ev sahibi Beşiktaş? Bundan şu çıkıyor; demek ki bugüne kadar Kadıköy'de bu tür olaylar yaşanmadıysa, bu F.Bahçeli yöneticilerden çok oraya gelen misafir takımın sağ duyulu davranmasından kaynaklanmış; son İnönü olayı bunun ispatı. Schuster "beleş" para peşinde Schuster, Beşiktaş'ı oynatacağına, kendisi Beşiktaş'la oynuyor!.. Bir insan, bindiği dalı bu kadar göstere göstere kesmeye kalkarsa bunda bir iş var demektir. Schuster, Beşiktaş'a iyi futbol oynatma yerine başka hesaplar peşinde. Kırdığı potların bini bir para!.. Davranış bozukluğu isi bunun cabası. Bence Alman beleş para peşinde. Alman, kovulmak ve bunun sonunda da kemiksiz tazminat almak peşinde. Bunu bence Türkiye'de kalmaktan sıkıldığı için yapıyor. Schuster, Türkiye'de gönderilenlerin çuvalla para alarak gittiklerini belli ki araştırmış ve öğrenmiş!.. Transfer olurken nasıl para aldıysa, gönderilirken de hatta daha fazlasını alınacağını öğrenmiş!.. Buna da çanak tutan kulüp yöneticileri. Kendi insanına "tu kaka", yabancıya Allah ne verdiyse!.. Böyle olunca da bu tür insanlar kendi ülkemizde bizi kullanmaya, hatta horlamaya bile kalkabiliyorlar. Schuster öyle hatalar yapıyor ki, insan bazen bu o Schuster mi diye çelişkiye düşüyor!.. Dinamo Kiev ile oynanan iki ve F.Bahçe maçları bunun çok açık göstergesi. İstanbul'da oynanan Kiev maçında takım 3-1 yenik, Ernst'i çıkarıyor oyuna aldığın adam Erhan. Yani Erhan'da kurtuluşu arıyor. Erhan, Beşiktaş'ta daha kendisini kurtaramamış (!) maçı mı kurtaracak? Rövanş karşılaşması baştan sona kadar tam bir skandal. F.Bahçe maçında yabancı tercihinde, defansın en çabuk adamı Sivok'u ve özellikle F.Bahçe maçlarının başarılı ismi Bobo'yu tercih etmemesi, sanki kasıtlı ve kendini kovdurmak adına yapılmış bile bile hatalardı!.. Schuster, Demirören'in en büyük yanlışı. Bu yanlıştaki ısrar ise Beşiktaş'ın başarısızlığı...