7 Aralık Trabzonspor için çok özel bir gün. Bence Trabzonspor ligi unutmalı, bütün her şeyiyle bu maça konsantre olmalı. Bordo-mavilillerin bu maçtan alacağı 1 puanla Türkiye'ye bir ilki yaşatacağı düşünülürse lig onlar için leblebi çekirdek! Eğer Trabzonspor bu gruptan çıkarsa, Şenol Güneş, Türk teknik direktörü olarak bir ilke imza atacak ve Şampiyonlar Ligi'nde gruptan çıkan ilk Türk teknik adam olacak. Türk takımlarının Avrupa'da böyle bir başarı yakalamaları çok zor hatta imkansız olduğu düşünülürse,Trabzonspor bu fırsatı çok iyi kullanmalı. Kaldı ki Trabzonspor, çok zorlu bir gruptan ve İnter gibi Şampiyonlar Ligi'ni kazanmış bir takımdan 4 puan alarak çıkmış olacak. Bu da Trabzonspor'un Avrupa'daki değerini katlayacaktır. Trabzonspor tarihinde böyle zor maçları başarıyla aşmış, bu sınavı da geçeceğine ve bize gurur yaşatacağına inanıyorum. Abdullah Avcı'ya dost seslenişi Abdullah Avcı'nın Türk futbolunun başına gelmesine en çok sevinenlerden biriyim. Her zaman yerli futbolcunun yanında olduğum gibi, hoca konusunda ve özellikle milli takımın başında bizden birinin olmasını destekleyenlerdenim. İyi günün olduğu kadar kötü günün de dostuyum! Bunları neden yazıyorum; Abdullah Avcı'dan dolayı!.. Türkiye'nin en saygın gazetelerinden birinde yazmanın avantajını kullanmaya çalışarak Abdullah Avcı'ya ulaşmak istedim; amacım ne borç istemek, ne de başka bir şey, gazetecilik yapmak!.. Ama ne mümkün! Oysa ki Büyükşehir Belediyespor'dayken Abdullah Avcı'ya, evime ulaştığım kadar kolayca ulaşabiliyordum! Her şeye rağmen yine de göğsümü gere gere söylüyorum; milli takım Abdullah Avcı'ya çok yakıştı! Ancak insan, yaşamında ne oldum değil ne olacağım demeli! Avcı, "avlamak" yerine "avlanırsa" -ki bunu hiç istemem- şunu bilmelidir ki yine ilk arayacak olan ben ve benim gibi gazetecilerdir. Çünkü bizler kötü günün de dostuyuz! Futbol Federasyonu yanlış yolda Trabzonspor, Lille takımı ile hayati bir maç oynayacak ve aynı gün G.Saray ile F.Bahçe derbisi var! Ama Futbol Federasyonu'nda ses yok! Deve kuşu misali sokmuş kendini kuma, zannediyorlar ki kimse görmüyor! Böyle bir konuda Futbol Federasyonu ortada yoksa, diğer zamanlarda ben ne yapayım! Bütün imkânlar elinde, ama gel gör ki, G.Saray ve Fenerbahçe'ye söz geçiremiyor! Tabii bu arada olan Trabzonspor'a oluyor. Şampiyonlar Ligi akşamında sıradan bir maç oynansa gam yemeyeceğim! Ama maçın ismi Galatasaray ile Fenerbahçe... Adamı ipten alır ipe götürür! Bu derbi, normal şartlarda bitse bile gazetelerde en az üç-dört sayfa yer alır. Bir de kırmızı kartlar, tribün olayları olduğunu düşünelim. Trabzonspor, Şampiyonlar Ligi'nde tur atlasa bile gazetelerde tek sütundan fazla şansı olmaz! Bir ilke imza atan Trabzonspor tek sütun, sıradan bir derbi dört -beş sayfa... Futbol Federasyonu bence aklını başına toplayıp, bu haksızlığa daha zaman varken dur demeli. Çünkü son pişmanlık fayda vermez! Terim, Yıldırım ve Engin Baytar Futbolda yeni bir moda başladı. Futbolcular ve teknik adamlar, bayram değil seyran değil çıkıp hakemleri koruyor! Emre Belözoğlu bir maç sonrasında kendisini sahadan atmayan hakeme sahip çıktı. Fatih Terim ise bu işi daha da yukarılara çekerek, hakemi savunacağım derken futbolcularını ateşe attı! Özellikle Terim'in, Yıldırım hakkında verdiği demeçleri ağzım açık dinledim ve okudum. Terim, beni gittikçe hayal kırıklığına uğratıyor! Hep söylerim; Terim bu ülkede oynadığı mevkinin en iyi beş isminden biri olduğu gibi teknik direktörlülükte de ilk beşin değişmezidir. Ama Terim'in bu demeçlerini okuyup dinledikten sonra, Bülent Yıldırım kadar futboldan anladığını (!) görüyorum. Fatih Terim, Bülent Yıldırım'ı göklere çıkarırken bir taraftan da kırmızı kart gören futbolcularını kaybettiğinin farkında değil. Eğer Galatasaray Sivas'a yenilse veya berabere kalsa Terim acaba bunları yine söyleyebilir miydi? Ben yine de Terim'in bu sözleri gerilen ortamı yumuşatma adına söylediğini düşünüyorum, daha doğrusu düşünmek istiyorum. Bülent Yıldırım'ın savunulacak yeri yok! Engin'i attıran Yıldırım! Eğer Sivas kalecisinin Engin'in aşil tendonuna bastığını görüp penaltı verse ve kırmızı kart gösterse, Engin atılmayacaktı. Yıldırım, hem penaltıyı vermedi, hem de Engin'in atılmasına neden oldu. Aynı Yıldırım, Engin'e yapılanı görmüyor ama koşarken Elmander'in Hayrettin'in tendonuna bastığını görüyor. İşte ben bu yüzden hakemleri futbolu bilenler veya taraflı olanlar diye ayırt ediyorum! Yıldırım, bu iki kategoriye girebilen ender hakemlerimizden!..