Trabzonspor'a bir hal olmuş. O bildiğimiz koşan, rakibini yıpratan ve en önemlisi istediği zaman gol pozisyonuna giren takım gitmiş, sinirli, futbol yerine rakibi ve hakemle uğraşan bir takım gelmiş. Öyle ki, ilk 10 dakika içinde Eskişehirspor biraz dikkatli ve becerikli olsa, daha karşılaşmanın başında maçı alır götürürdü. Trabzon, defansta kaleci Onur'un dışında tel tel dökülürken orta sahada Colman ve Selçuk ikilisi inanılmaz pas hataları ve isteksiz bir görüntü içindeydi. İlerde Umut ise özellikle ilk yarıda bir veya iki topla ancak buluşabildi. Bu arada Engin ve Burak'ın devamlı rakiple ve hakemle oynamaları, takımın aleyhine oldu. Her zaman şunun savunucusu oldum; Jaja forvetin arkasında oynarsa istenen performansı vermekten uzak kalır. Tıpkı dünkü maçta olduğu gibi. Bursaspor karşılaşması bence bir istisnaydı. Serkan'ın Milli Takım'a alınmayışını protesto eder gibi isteksiz ve keyifsiz bir görüntü çizmesine ben bir anlam veremedim. İnşallah ben yanlış düşünüyorumdur! İkinci yarı oyuna alınan Alanzinho ve Yattara, Trabzon biraz hareket getirdi o kadar. Eskişehirspor, çok iyi mücadele etti. Yalnız son vuruşlarda çok etkisizdi. Erkan, futboluyla tıpkı soyadı gibi "Zengin", ancak kale önünde bitirici vuruşlarda bir hayli fakirdi. İlk dakikada Onur'un, hatasından boş kaleye gönderemediği top, şans faktöründen çok, vuruş zenginliğinin yokluğundan kaynaklandı. Bülent Uygun, Trabzonspor'u iyi çözmüş. İki kenarı çok iyi kapattı. Bu arada Selçuk'u da orta sahada kilitleyince istediği puanı almış oldu. Eskişehirspor'un en büyük eksiği iyi bir golcüden yoksun olması. Ellerinde Batuhan gibi çok yetenekli bir futbolcu var. Bunu devreye sokmaları halinde bence dışarıdan golcü aramalarına gerek kalmaz. Maçın hakemi Süleyman Abay, karşılaşmayı etkileyecek bir harekette bulunmadı. İlk yarıda Engin, ikinci yarıda Alanzinho'nun düşürülme pozisyonunda verdiği kararlar doğruydu. Sonuç olarak, Trabzonspor'a nazar değdi! Bu nazardan (!) çok şeylerin çıkarılması gerekir...