Trabzon'a transfer şart

A -
A +

Trabzonspor için esas mücadele şimdi başlıyor. İkinci yarıda, maçların yalnız sahada oynanmayacağını (!) benim gibi her halde Trabzonsporlu yöneticiler de tahmin edebiliyordur! Bunun için hem sahada, hem de masa başında çok güçlü olmak gerekir. Trabzonspor'un ikinci yarıya daha güçlü girebilmesi için kadrosunda bazı mevkilerine takviye yapması kaçınılmaz. Her ne kadar arada alınacak futbolcuların takımın ahengini bozduğu söylense de, yönetim yine de "nokta" diyeceğimiz transferler yapmalı. Öncelikle geri dörtlünün göbeğinde oynayan Egemen ile Giray, çok iyi bir ikili ve bana göre şu anda Türkiye'nin en iyi kesicileri. Ancak bu iki futbolcu, topu oyuna sokmada biraz sıkıntı yaşıyor. İşte burda "süpürücü" görevini yapacak, örneğin Popescu gibi bir futbolcuya ihtiyaç var. Bu ikiliden, toplar gelişigüzel çıktığı için Selçuk ve Colman gibi ofansif gücü yüksek oyuncular mecburen geri gelmek zorunda kalıyor. Bu da Trabzon'un ofansif gücünü zayıflatıyor. Trabzonspor'un önemli bir eksiği de sol tarafı. Cale ve Serkan hem hücumda, hem de defansta çok başarılı değil. Yani bu yeri tam anlamıyla doldurmuyor. Trabzonspor'un santrfor mevkii her ne kadar zengin görülse de, Jaja'nın durumu ortada. Geriye Burak ile Umut kalıyor ki, bu ikilinin alternatifi yok. Sakatlanıp cezalı duruma düşseler, bu mevkide oynayacak üçüncü bir adam yok. Bu transferler yapılırken, kalite kadar alınacak oyuncunun takıma uyum sağlaması çok önemli. Trabzonspor'un takviye gerekmeyen yeri tribünleri!.. Bordo-mavili taraftarlara ilk yarı notu 10 üzerinden 10. Zaten ikinci yarıda, Trabzon'un 12. adamı şampiyonluğun en büyük anahtarı olacak. Sen ne iş yaparsın? Schuster, hem paramızı yiyor, hem de bizi hiç sevmiyor! Bunu nereden mi çıkardım; Schuster'in birkaç söyleminden... Alman'ın sarfettiği sözler, kavgada söylenmez! Ancak adam, istediği yerde istediği gibi Beşiktaş'ın,Türk futbolunun aleyhine konuşuyor ama kimseden çıt çıkmıyor. Türkiye, yabancıların çiftliği. Bunlara bu kadar yüz verirseniz, sizi evinizden bile kovmaya kalkar, tıpkı Schuster gibi! Alman Hoca'nın, Rapid Wien maçını oynamanın gereksiz olduğunu söylemesi "abesle" iştigalden başka bir şey değildir ve çizmeyi aşmıştır, üstüne vazife değildir. Çünkü bunun için Beşiktaş'ın başına getirilmiştir. Kaldı ki Rapid Wien maçı yalnız Beşiktaş için değil, Türk futbolu için de önemli. Rapid karşısında alınacak puan veya puanları, Türk futboluna katkısı olacak. Alman futbol dehası (!) bunu herhalde düşünmemiş olacak, pot üstüne pot kırıyor. Konyaspor maçından sonra oynanan futbolu 1960 yıllarına benzetiyor. Sormazlar mı; sen ne iş yaparsın? Türkiye'de hem çuvalla para kazanıyorlar, hem de kinlerini dökmekten geri kalmıyorlar. En büyük suçlu, bunları bu ülkeye getirenlerdir. Bence Schuster, yaptığı bu iki açıklamadan sonra lastiği patlatmıştır! Beşiktaş'ın o çok duyarlı "çarşı grubu" buna sessiz kalmamalı. Schuster'in defterininin dürülmesi için ne gerekiyorsa yapmalıdır. Schuster, bunları söylerken sanki bile bile yapıyor, gitmek istiyor. Ancak giderken de ne götürürsem kârdır noktasından hareket ediyor.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.