Trabzonspor'a talih kuşu kondu(!). UEFA'nın almış olduğu karar, gerçekte zatenTrabzonspor'un hakkıydı. Trabzonspor, çok büyük bir görevi üstlenmiş bulunuyor. Ancak ben her şeye rağmen Trabzonspor'un, Devler Ligi'nde başarılı olacağına en az Şenol Güneş kadar inananlardanım. Trabzonspor yönetiminine büyük iş düşüyor. Takımı mutlak suretle takviye yapılmalıdır. Adam gibi adam birkaç oyuncu alınmalı.Takımın eksik yönlerini söylemek gerekmiyor, çünkü bunu artık sokaktaki adam bile biliyor! Çekilen kurada Trabzonspor'un şanslı bir gruba düştüğünü söyleyebilirim. Trabzon'un, bu gruptan çıkmaması için bir neden yok. Zaman, Trabzonspor için birlik beraberlik zamanıdır. Herkes gördü ama Federasyon göremedi! Sonunda beklenen oldu(!). Fenerbahçe Avrupa Şampiyonlar Ligi'nden men edildi. Bu, doğrudan doğruya Futbol Federasyonu'nun eseridir! Başkan Aydınlar eğer parmağı kesebilseydi kolumuzu kaybetmemiş olacaktık! Bana göre UEFA temsilcisi, Türkiye'ye geldiği gün Fenerbahçe'nin Avrupa macerası bitti! UEFA yetkilisinin, Futbol Federasyonu yerine savcının bilgisine başvurması, F.Bahçe'nin ipinin çekildiğini gösteriyordu! Aslında karar o gün verildi! Futbol Federasyonu, tutarsızlıklarıyla, hem F.Bahçe'nin Avrupa defterini kapattı, hem de Türk futbolunun yara almasına neden oldu. Alex bırakıyor mu? Fenerbahçeli Alex, futbolu bırakıyor ve şimdiye kadar kazandığı servetini geri veriyor! Yanlış okumadınız; Brezilyalı futbolcu, şike konusunda değil isminin, virgül dahi geçmesi halinde futbolu bırakacağını üstelik şimdiye kadar kazandığı serveti bağışlayacağını basın aracılığya duyurmuştu! Şimdi ben Alex'in bu sözünü yerine getirmesini istiyorum! Gerçi bu kadar mükemmel bir futbolcunun futbolu bırakmasına gönlüm razı değil ama sonuçta ağızdan çıkmış bir söz var! En azından Alex, verdiği söz üzerine kazandığını bu ülkede bırakmakla Türkiye'de isminden stayişle bahsettirecektir! Play-off dayatması Türkiye'de futbolu yayıncı kuruluşun yönettiği bir kez daha anlaşıldı! Futbol Federasyo'nu lig sonunda ilk dört sırayı alacak takımlar arasında play-off oynatması, yayıncı kuruluşun dayatmasıdır. Bu sistem, futbolculara işkence olur! Maçların bitimine birkaç hafta kala tatile çıkabilme adına bilerek görülen kartlar ortadayken Futbol Federasyonunun aldığı bu karar, saçmalıktan başka bir şey değildir. Kaldı ki play-off sisteminde yer alan maçları bu yayıncı kuruluş verebilir mi? O da tartışma konusu... Yeniden ihale açılması gerekir. Şu bir gerçek ki, dünyada, belki de bizim Federasyonumuz kadar yayıncı kuruluşun isteklerine boyun eğen bir Federasyon yoktur. Süper Lig kuraları bile yayıncı kuruluşun stüdyosunda çekildi. Foto muhabirleri ve televizyoncular çekime alınmadı. Bir basın kuruluşundan diğer basına sansür! Bunun dünyada bir örneği yoktur! Yayıncı kuruluşu, Futbol Federasyonunu avucunun içine almış, istediği gibi oynatıyor! İftarların en güzeli Geçtiğimiz cumartesi akşamı belki de hayatımın en güzel iftarlarından birini müessesem sayesinde yaşadım. Böyle bir bereketi ancak kendi soframda bulabilirdim. Bir gemide iftar coşkusunu yaşamak meğer ne kadar güzel bir şeymiş.. Hele hele ibadetimi gemide yapmam benim için bir ilkti; bu ilki, Türkiye Gazetesi aliesiyle yaşadım. Cemaatle kılınan teravih namazı, beni yaşadığım gece içinde en çok etikileyen şeydi. Doğrusu oldukça duygulandım. Diğer akşamlarda kıldığım teravihlerden ecri başkaydı sanki.. Bu geceyi anlatacak kelime bulamıyorum. Yaşamak lazım. Allaha şükürler olsun ki, Türkiye Gazetesi'nin güzel insanlarıyla böyle kutsal bir geceyi yaşadım. Allah, bu müesseseye, "Halil İbrahim bereketi" versin!