Çin, petrol, Sudan ve boru hattı siyaseti...

A -
A +

Geçen hafta bahsettiğim üzere, Güney Sudan Kuzey'den ayrılırken, birleşik Sudan'ın petrol rezervlerinin yüzde 75'ini aldı. Kuzey Sudan'ın ekonomisi ve hükümet bütçesi bu işten çok büyük zarar gördü. Kuzey, giderlerini zor karşılayabiliyor. Doğrudan ya da dolaylı olarak petrol gelirleri sayesinde yapılan yatırımlar ve açılan iş sahaları artık yok. Olanlar da iç ve dış borçla ve General El Beşir'in çoğunlukla Körfez ülkelerinden büyük çabalarla aldığı paralarla yapılabiliyor. El Beşir birçok zengin ülkeye el pençe yardım istemeye gidiyor. Uluslararası Ceza Mahkemesi tarafından hazırlanan iddianamedeki savaş suçları ve diğer suçlar göz önüne alınırsa, kendisine yardım edecek ülke sayısı gayet sınırlı. Mesela, Kenya tutuklanması için karar çıkardı. Uygulanan yaptırımlar da Kuzey'in ekonomisini etkilemeye devam ediyor. Hartum'u yaptırımlar altında bir nebze ferahlatan ana kaynak petrol parasıydı. O petrol parası, Güney ayrıldığından beri azaldı. Kuzey, geçen hafta bir kez daha Güney'den gelen petrol akışını kapattı. Bu Güney'den petrol nakli için daha yüksek bedel alabilmeye yönelik bir müzakere stratejisidir. Böylesi bir maceraperestlik, Kuzey'e masraflarını karşılamak için biraz daha gelir sağlayabilir ya da Kuzey ve Güney arasındaki gerilimi daha da artırabilir ve neticede ikisi de kaybedebilir. Petrol akışının kesilmesinden etkilenen diğer bir ülke de, Sudan'dan çıkan petrolün çoğunu alan Çin'dir. Hindistan, Japonya ve Malezya da Sudan'dan petrol satın alıyor, ama çok daha az. Çin en büyük müşteri. Sudan'ın ihraç ettiği petrolün yüzde 67'sini satın alıyor. Sudan'dan aldığı petrol Çin'in toplam petrol ithalatı içinde yüzde 5'e tekabül ediyor. İki Sudan arasındaki gerilim daha da artar ve boru hattı daha sık kapanırsa, Çin oldukça zor durumda kalabilir. Sudan'dan aldıkları, petrol ihtiyaçlarının yüzde 5'lik kısmını başka bir yerden bulmaları gerekebilir. Çinliler muhtemelen halihazırda daha istikrarlı kaynaklar aramaya başlamıştır. Bu tür gerilimler ve maceraperestlik Güney Sudan'dan Kenya'daki Lamu'ya inşa edilecek alternatif bir boru hattı fikrini kuvvetlendirebilir. Bu yeni boru hattının inşası kesinlikle Kuzey'in bütçesine ve ekonomisine zarar verecektir. Güney Sudan'a ise petrolünü ihraç etmek için yeni bir liman sağlayacaktır. Aynı zamanda Güney, petrolün akıp akmayacağı ve nakliye maliyetinin ne kadar olacağı konusunda Güney'de birçok kişinin düşman olarak gördüğü Kuzey'e güvenmek zorunda kalmayacaktır. Çin de bu boru hattı seçeneğine kafa yoruyor olabilir. Belki de hattı Çinliler inşa eder. Güney'den Sudan Limanı'na giden boru hattı 1990'ların sonunda inşa edildi. Gelişen şartlara göre boru hattını inşa etmek 2-3 yıl sürebilir. Bu arada, Kuzey'e giden boru hattıyla ilgili gerilim daha da artabilir. Kuzey ve Güney arasındaki gerginlikler de iyice tırmanabilir. Ayrıca Kuzey Sudan'ın kendi 'Arap Baharı'nı yaşaması da oldukça kuvvetli bir ihtimal. Yaşanabilecek kötü olayların tümü petrol akışını, petrol gelirlerini ve daha fazlasını bozabilir. Kuzey, Lamu'ya yapılacak boru hattına yardımcı olmaması için muhtemelen Çin'e baskı yapacaktır. Boru hattı inşaatını yapacak başka alternatifler var, ama o seçenekler çok daha pahalıya mal olabilir. Bunlara karar verecek olan Güney Sudan'ın işi zor. Güney Sudan-Çin ilişkileri karmaşıktır ve Güney Sudan'ın içten içe bir garezi de vardır. Kuzey'e petrol geliri sağlayan botu hattını Çin inşa etti. Kuzey, petrol gelirlerini Güney'le savaşmak için silah ve benzeri şeyler almaya harcadı. Her şey çok karmaşık. Güney, yakın müttefik olarak ABD ve diğerlerini görüyor, Çin'i değil. Aynı zamanda bir pazar olarak Çin'e ihtiyacı olduğunu da biliyor. Güney, petrolünü neden ABD'ye satamıyor? ABD, petrol sektörü hariç, Güney'e yönelik neredeyse bütün yaptırımları kaldırdı. Güney'in petrolünü taşıdığı sürece Kuzey bu petrolden para kazanıyor. ABD yaptırımlarının asıl hedefi ise Kuzey Sudan. Kenya'ya inşa edilecek boru hattı tamamlandığında ve Kuzey Sudan, Güney Sudan'ın petrol satışından ya da Güney Sudan'ın petrol endüstrisinin gelişiminden artık kazanç sağlamaz hale geldiğinde, o zaman belki bu petrol yaptırımları sona erebilir. Ama gelecekte bir gün Güney'den Kuzey'e petrol akışı kesilirse, Kuzey Sudan ya ekonomisini çeşitlendirerek çok daha hızlı ilerlemek zorunda ya da kendisini çok zor günler bekliyor. Güney'deki hükümetin gelirinin yüzde 98'i ve neredeyse ihracatının tamamı Kuzey'den geçen petrolden sağlanıyor. Güney'in ekonomik ve insani kalkınması şu an için neredeyse tamamen petrol gelirlerine bağlı. Güney Sudan'ın da hayatta kalmak için ekonomisini çeşitlendirmesi lazım ve en azından daha yüksek bir refah seviyesi hedeflenmeli. Her iki ülke de çok hassas ve tehlikeli bir dönemden geçiyor. Hassasiyet ve tehlikenin büyük kısmı petrolle ilgili. Kabilecilik de başka tehlike. Ayrıca, ilerideki yazılarımda ele alacağım toprak ve su anlaşmazlıkları var. İki Sudan'ın yaşadığı problemlerin çoğu başka ülkelerde de görülebilir. İki Sudan'ın problemlerinin nasıl çözüleceğinden ya da çözülemeyeceğinden çok ders alabiliriz...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.