Ekonomi ve hayatınız: Türkiye gelişti, ama endişeler mevcut

A -
A +

Mali politika bir hükümetin ekonominin daha istikrarlı bir şekilde büyümesi için, daha çok iş sahası açmak için ve fiyatları kısmen kontrol altında tutmak için kullanabileceği bir şeydir. Geçen haftaki yazımda bahsettiğim üzere genelde para politikasıyla beraber uygulanır. Para politikasını yönetenler, mali politikayı yönetenlerle uyumlu bir şekilde çalışırsa, o zaman aynı hedefe doğru yol alınabilir.

Eminim birçoğunuz Türkiye'de fiyatların günlük olarak değiştiği dönemi hatırlıyordur. O zamanlar restoranlar menüye fiyatları ya kurşun kalemle yazardı ya da etiket yapıştırırdı. 90'lı yıllarda İstanbul'da eşime ve oğluma kahve ve yiyecek bir şeyler alıp milyonlarca lira ödediğim günleri hatırlıyorum. Enflasyonun bir başka kötü yanı da yatırımcıları ürkütmesidir. Ayrıca enflasyon sabit gelirli kalifiye olmayan insanların ve yaşlıların hayatını iyice zorlaştırır.
En başarılı Türk ekonomistlerin, bankacıların ve siyasetçilerin Türkiye'yi yeniden rayına sokmak için yaptıkları çok zekice manevralar sayesinde yüksek enflasyon geçmişte kaldı.
Daha iyi yapılan sadece para politikası değildi. Mali durum da iyileştirilmişti. Genel bütçe açıkları azaltıldı. Devlet borçlanmayı azalttı. Aynı zamanda özelleştirme, rasyonel düzenlemeler, etkin vergi denetimleri ve vergi sisteminin büyümeye yönelik ayarlanmasıyla ülke harekete geçirildi. İhracatçılara yardımcı olacak politikalar geliştirildi ve ihracatı teşvik büyük fayda sağladı. Hükümetin altyapı vb. yatırımlara yaptığı harcamalar insanlara iş imkanı sağladı ve ekonomiyi harekete geçirdi.
Sıcak para aktı ve Türkiye'de işletmeler bu parayla gelişti ve büyüdü. Bu sıcak para, özellikle borsa ve diğer gayrimenkul piyasalarındaki para, çok hızlı bir şekilde gidebilir. İnşa edilen fabrikalar yerinde kalacak, ama ürünler ve hizmetler için talebin nerden geleceğiyle ilgili endişeler var.
Suriye, Lübnan, Irak ve çevredeki diğer bazı ülkelerde yaşanan siyasi istikrarsızlık Türk ekonomisini zayıflattı. AB ekonomilerinde devam eden durgunluk, Türk ekonomisinin de kısmen yavaşlamasına neden oldu.
Önceki yıllardaki bütçe açığı ve kamu borcu tehlike sınırından uzak olsa da, gelecek 10-20 yıl için planlanan projeler ülkenin bütçesini zora sokabilir. Bazı şirketlerin ve hanelerin büyük borçları zayıf noktalar olabilir... Etrafta bu kadar finansal, ekonomik ve siyasi-askeri belirsizlik varken ne olacağını söylemek zor. Bu belirsizlik henüz tehlike aşamasına gelmedi, ama -iş işten geçmeden- ekonomik ve finansal tehditleri azaltmak için gerekli politikaları belirleme zamanı geldi.
Türkiye büyük bir ülke. Büyük kalmak için büyük bir ekonomiye ihtiyacı var. Bu sadece, uygulandığı döneme uygun ve durumlar değiştiğinde esneyebilen makul mali, para, ticari politikalarla ve düzenlemelerle sağlanabilir...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.