DSİ'DEN HES AÇIKLAMASI: Aydınlık Türkiye için çalışıyoruz

A -
A +
DSİ'DEN HES AÇIKLAMASI: Aydınlık Türkiye için çalışıyoruz

10 MİLYAR DOLAR Her yıl 10 milyar dolarımız enerji ithalatına gidiyor. Bu durum karşısında elimiz kolumuz bağlı kalamazdık. İkizdere ve Ilısu'dan büyük beklentilerimiz var... HERKESİ DİNLİYORUZ Sivil toplum kuruluşlarının, basının ve sanatçıların hassasiyetlerine büyük önem veriyoruz. Çünkü farklı düşünceler, bize hataları düzeltme imkânı vermektedir İNSAN-DOĞA-EKONOMİ DENGESİ Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü olarak bütün projelerimizde doğa-insan-ekonomi dengesini azami ölçüde gözetmeye çalışıyoruz Sevgili çevre dostları, geçen iki hafta boyunca "TÜRKİYE'DE TÜNEL TİPİ HES GERÇEĞİ" adı altında ülkemizdeki enerji ve çevre ikilemini Mimar Mühendisler Grubu Yerbilimleri Komisyon Başkanı Sayın Kadem Ekşi'nin kaleminden sizlere aktarma fırsatı buldum. Yazı dizimiz kamuoyu tarafından büyük ilgi gördü. Bu bağlamda Devlet Su İşleri (DSİ) Genel Müdürlüğü'nden HES projeleri hakkında geniş bilgi içeren gayet nazik ve kapsamlı bir bilgilendirme yazısı elimize ulaştı. Eşitlik ilkesine bağlı kalarak bu yazıyı sayfamızın el verdiği ölçüde sizlerle paylaşmak istiyorum. Biz Yeşil Sayfa olarak sadece doğanın tahribine mani olacak çalışmaları destekliyor ve temiz enerji üretimine, her zaman olumlu yaklaşıyoruz. İsterseniz şimdi DSİ'ye kulak verelim... "Son iki haftada yayınlanan yazılarınızda özellikle Doğu Karadeniz Bölgemizde yoğunluk arz eden Hidroelektrik Santral (HES) projeleri ile alakalı olarak bir takım tespitlere yer verilmek suretiyle enerji ve çevre ilişkisi bazı görüşler ile birlikte ele alınmaktadır. * Ülkemiz enerji üretimi alanında maalesef dışa bağımlı konumdadır. Bu tabloyu değiştirmek adına Müdürlüğümüz hidroelektrik enerji projelerine büyük önem vermektedir. 1954'den bu yana 60 adet HES işletmeye alınmış olup yine en büyük 25 barajımızın 21'i Kurumumuz tarafından inşa edilmiştir. Özellikle 2003'ten itibaren ise yeni stratejilerle çalışmalara ivme kazandırılmaktadır. Ilısu ve Deriner (Avrupa'nın en yükseği) gibi büyük barajların inşaatlarına devam edilmektedir. 7 YILDA 1580 ÖZEL HES PROJESİ * Bu bağlamda Kamunun yanında özel sektöre de ihtiyaç bulunmaktadır. Hidroelektrik enerji üretiminde milat olarak kabul edilen ve 2003 yılında 4628 Sayılı Elektrik Piyasası Kanunu Çerçevesinde Yürürlüğe giren 'Su Kullanım Hakkı Anlaşması Yönetmeliği' ile özel sektörün önü açılmıştır. * Bu seferberlik çerçevesinde 2010 Haziran ayı itibariyle özel sektör tarafından 1580 adet HES projesine başvuruda bulunulmuştur. Projelerin toplam kurulu gücü 23.000 MW'ın üzerine çıkmıştır. Bu rakam Cumhuriyet tarihi boyunca hizmete alınan HES'lerin gücünden fazla olup Atatürk Barajı'nın 10 katına tekabül etmektedir. Maddi değeri ise yaklaşık 10 milyar TL'dir. * Hidroelektrik enerjinin ekonomik boyutu yukarıda anlatılmaya çalışıldığı gibi olup meselenin "ÇEVRESEL" yönü de Kurumumuz için aynı derecede önem taşımaktadır. Zira Genel Müdürlüğümüz bütün projelerinde doğa-insan-ekonomi dengesini gözetmektedir. Hidroelektrik en temiz enerji üretim yollarından biridir. SU YÖNETMELİĞİ YARGIDA BEKLİYOR * HES'lerin uzun vadede çevreye olabilecek en önemli etkisi, nehir yatağına bırakılacak su miktarı ile ilgilidir. Bu konuda asgari olarak %10 şartı getirilmiştir. * Şirketlerin, dere yatağının su alma yapısı mansabında (akış yönü) doğal hayatın idamesini sağlayacak ve bu kesimdeki kadim su haklarını (sulamalar ve değirmenler vs.) karşılayacak miktardaki suyu yatağa bırakması gerektiği, projeyi geliştirecek şirket ile yapılan "Su Kullanım Anlaşması"nda açıkça yer almaktadır. * İnşaat aşamasında çevreye verilebilecek zararlar (hafriyatlar dâhil) hususunda Çevre ve Orman Bakanlığı koordinasyonunda bağlı kuruluşlar çalışmalarını titizlikle sürdürmektedir. Bu hafriyatlar bozuk köy yollarında kullanılmaktadır. * HES'lerin inşaatlarının kontrolü konusunda geçen yıl çıkarılan "Su Yapıları Denetim Hizmetleri Yönetmeliği" ile inşaatların denetimi hususundaki boşluk doldurulmuştur. Ancak yönetmelik için yürütmeyi durdurma kararı çıkmış olup, itiraz süreci henüz sonuçlanmamıştır. AĞAÇ DİKİLECEK, İSTİHDAM ARTACAK * HES projelerinin yapım aşamasında binlerce ağacın kesildiği iddiası da sıkça gündeme getirilmektedir. Doğu Karadeniz Bölgesi'ndeki HES projelerinin tamamına yakını tünelli olup sadece tünel giriş-çıkış ağızları ve tesis yerlerinde sınırlı sayıda ağaç kesilmektedir. Rize fazla yağış aldığı için burada kesilen ağaçların yerine yenileri çok hızlı bir şekilde yetişmektedirler. Ayrıca şirketler tahrip edilen kısımların yeniden ağaçlandırılması konusunda uyarılmaktadırlar. * HES projelerinin yapılması durumunda, tüm endemik bitki türlerinin yok olacağı, balık türlerinin neslinin tükeneceği ifadeleri de sıklıkla ifade edilmektedir. Hatta bazı çevrelerce havzanın doğal dengesinin, nem dengesinin ve yağış rejiminin bozulacağı iddiaları gündeme getirilmektedir. Ancak bunlar gerçek dışıdır. Zira havzadaki yağış ve nemin kaynağı dereler değildir. Karadeniz'de yılın neredeyse yarısı yağışlı olarak geçmektedir. * Öte yandan HES'lerin tarım alanlarını yok edeceği, bölgeyi insansızlaştıracağı, göç ve işsizliği had safhaya çıkaracağı ifadeleri de gerçek dışıdır. İddialarının aksine, barajların bölgedeki ekonomiyi canlandıracağı, yöre ekonomisine önemli katkı ve istihdam sağlayacağı beklenmektedir. İKİZDERE VE ILISU ÇOK TARTIŞILDI * Yazılarınızda ismi geçmesi sebebiyle İkizdere Vadisi'nden bahsetmekte fayda bulunmaktadır. İkizdere Havzası; yağışların düzenli olması, su potansiyelinin ve akış eğiminin yüksek olması gibi sebeplerle nehir tipi santral projeleri için ülkemizdeki en cazip havzalardan bir tanesidir. Buradaki baraj projelerinin geçmişi 1980'lere kadar uzanıyor. İkizdere'de 5'i DSİ, 15'i özel sektör tarafından olmak üzere toplam 20 proje planlanmıştır. Burada yılda 2500 GWh elektrik üretilecektir. * Ilısu Barajı da 10 yıldır dünya kamuoyunda geniş yankı buldu. Tamamlandığında gövde hacmi bakımından Türkiye'nin 2., kurulu güç ve yıllık enerji üretim kapasitesi bakımından da 4. büyük barajı özelliğini kazanacak olan Ilısu, GAP'ın da en önemli yatırımlarından biridir. Şu an bile 28 bin kişiye geçim kaynağı olmuştur. Hasankeyf'te Yukarı Şehir, Baraj Gölü dışında kalmaktadır. Baraj Gölü içerisinde kalacak kültürel varlıklar ise 'güçlendirmeye tabi tutulmakta, göl sahasının dışına çıkarılması gerekenler de açık hava müzesinde sergilenmek üzere taşınmaktadır. HER TÜRLÜ FİKRE AÇIĞIZ Netice itibariyle Kurumumuz bütün projelerinde doğa-insan-ekonomi dengesini azami ölçüde gözetmektedir. Genel Müdürlüğümüz bu prensip doğrultusunda su kaynaklarımızın rasyonel biçimde değerlendirilmesi, doğal hayatın sürdürülebilirliği ve ülkemizin kalkınması yönünde çalışmalarına büyük bir azim ve kararlılıkla devam etmektedir. Siz değerli gazetecilerimizin, sanatçılarımızın ve sivil toplum kuruluşlarımızın çalışma sahamıza giren konularda yaptıkları yayınlar azim ve kararlılığımızı artırmakta ve varsa hatalarımızı görerek bunları düzeltme fırsatını vermektedir. Bu vesileyle ENERJİ VE ÇEVRE ilişkisine gösterdiğiniz hassasiyetten dolayı size teşekkür eder, çalışmalarınızda başarılar dileriz." EDİZ HUN NE DİYOR? DSİ'den gelen yazının ana hatlarını özetledikten sonra bir iki hususu da kendilerine aktarmak ve sizlerle paylaşmak istiyorum... * Dere yataklarına sadece % 10 oranında su bırakılması "Su Ekosistemi"ni telafi edilemeyecek şekilde olumsuz etkiler. Bu oranın mutlaka artırılması gereklidir. Aksi halde nehirlerdeki "Besin Zinciri" yok olacaktır. * Kesilen ağaçlar yağış rejimini değiştirmez düşüncesi bilimsellikten uzak bir görüştür. Yer yer çoraklaşacak bölgelerde "Ağaçların Terlemesi- Evapotranspirasyon" bloke olacağından, buharlaşma azlığı sebebiyle bölgesel yağış rejimi değişebilir. * Ayrıca dünyadaki suların %97.4'ü okyanuslar ve denizler, %2'si buz dağları ve buzullar, %0.6'sı tatlı sular (nehirler ve göller) ve çok az bir kısmı da canlı hücrelerde bulunur. Bunun içindir ki tatlı sularımızı çok iyi korumalıyız. Nehirlerden yer altı katmanlarına ve toprak altı akarsularına doğal filtrasyonla sızan suların içme suyuna dönüştüğünü unutmamamız gerekir! * Diğer yandan, Hasankeyf örneğinde olduğu gibi tarih ve kültür mirasımızı korumak herşeyin başında gelmelidir. Açıkhava müzesi fikri de yapay bir çözümdür. Umarız bundan sonraki projelerde bu düşünce hesaba katılır. * Demokrasilerde ÖZEL SEKTÖRÜN iyi yetişmiş insan gücüyle ekonomilere ne derece büyük katkı sağladığı çok önemli bir gerçektir. Ancak anlaşma yapılmış firmaları hangi kuruluşlar nasıl denetleyecek ve kontrol mekanizması ne şekilde işleyecektir? Bu hususların açıklığa kavuşturulması gerekmektedir. * Ülkemizde jeotermal, rüzgâr, güneş ve biyogaz gibi temiz enerji kaynakları da fazlasıyla mevcuttur. Bunları değerlendirebilirsek yarınlara doğası korunmuş bir Türkiye bırakabiliriz... Hepinize sevgi ve saygılarımı sunuyor, DSİ'nin değerli idarecilerine gösterdikleri hassasiyetten dolayı teşekkür ediyorum. Haftaya buluşmak ümidiyle esen kalın. DSİ'DEN HES AÇIKLAMASI: Aydınlık Türkiye için çalışıyoruz

Avlarının izini bıyıklarıyla sürüyor * Biyologlar, köpeklerin yiyeceklerini kokuların izini sürerek bulması gibi, fokların da avlarının suda bıraktığı izleri yakalama yeteneğine sahip olduğunu tespit etti. Foklar, karanlık veya kirli sularda kaçan avlarını yakalayabilmek için bu yeteneklerine çok güveniyor. Bu hayvanların bıyıkları o kadar hassas ki, bir balığın arkasında bıraktığı gözle görünmez izi onun geçip gitmesinden yarım dakika, yani 70 metre sonrasına kadar belirleyebiliyor. DSİ'DEN HES AÇIKLAMASI: Aydınlık Türkiye için çalışıyoruz

Miniklere böceklerle EKOLOJİ EĞİTİMİ * Ankara'da doğadan uzak büyüyen çocuklara 3 gün 'böceklerle ekoloji eğitimi' verildi. Kurutulmuş böcekleri mikroskoplarla inceleyen minikler, cam muhafaza içindeki canlı arıları gözlemleyerek böceklerin doğadaki rolünü ve onlardan korkmamaları gerektiğini öğrenme imkânı buldu. Maske takan çocuklar, eğlenceli bir şekilde ipek böceğinden kelebeğe pek çok canlıyı inceledi. BA­NA YA­ZIN! Çevre ve tabiatla ilgili her tür­lü soru­nu­zu ba­na iletebilirsiniz. "Gü­zel bir dün­ya" için bu say­fa­ya siz de kat­kı­da bu­lu­nun. Hay­di e-ma­il ve mek­tup­la­rı­nı­zı bek­li­yo­rum... 29 Ekim Cad­. No: 23 Ye­ni­bos­na İS­T. e-ma­il: ediz.hun@tg.com.tr
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.