Sucuk tadında değilse de, sucuk gibi ıslak bir maçtı. Maçın galibi her ne kadar G.Saray gibi görünse de, aslında galip taraf sahada iki takımı da esir alan yağmurdu. Saha ağır olunca haliyle maç da ağır oluyordu. Futboldan çok buz hokeyini andıran görüntüler, insanı bazen güldürürken bazen de sinirlendiriyordu. Bursa'yı İkinci Lig'e düştükten sonra çıplak gözle ilk kez izledik. Eeeh fena değildi... İkinci Lig'de şampiyon olabilirler mi? Eeeh olabilirler... Yani emin değilim. Hüseyin Kalpar belli ki, onları derleyip toparlamış. Yıldızı çok ama takım oyunu yok. Beni de aman aman doyurmadılar. Peki G.Saray bu "süper kötü" haliyle Süper Lig'de şampiyon olabilir mi? Eeeh işte bile diyemiyorum. Zor diyorum, hem de çok zor. Haaa, G.Saray Bursa karşısında dün her şeyini mi ortaya koydu? Tabii ki hayır... Sadece idare etti. İsteseydi sanırım daha farklı olabilirdi. Schalke maçındaki gibi... İşte G.Saray için tehlike de burada başlıyor zaten. Felsefe; ligin ilk yarısındaki felsefe. Önce at, sonra yat. Cimbom bu yüzden çok puanlar kaybetti. Ama demek ki hâlâ akıllanmadı. Anlaşılan ligin ikinci yarısında da Batı cephesinde değişen bir şey yok. Çekirge oyununa devam... Önümüz kara kış. G.Saray yola yine azıksız çıkıyor. Transfer yok, paralar ödenmiyor. Bu iş biraz aptal cesaretine benziyor. Ve benim de tüylerim diken diken oluyor...