Mübarek ramazan ayının ikinci yarısından gün almaya başladığımız bugüne kadarki TV yayınlarına şöyle bir göz attığımızda ruhumuzu, kimliğimizi ve maneviyatımızı besleyebilecek birkaç yapım dışında genellikle iftar ve sahur programları, içi pek de dolu olmayan ve "temcit pilavı" gibi tekrar edilen konu ve konuklarla geçiştirildiği kanaâtimi üzülerek belirtmek istiyorum. Pek de nitelikli olmayan eski dış yapım dînî filmler ve dizileri de izlemekten gınâ geldi. Ama rahmetli Mustafa Akkad'ın yönetip çekmiş olduğu ve yıllar boyu bıkmadan usanmadan izlediğimiz "Çağrı" filmini hâlâ büyük bir heyecan ve keyifle izleyebiliyoruz ne hikmetse?!... Çünkü adam, tam anlamıyla ve büyük bir ruh ve ekip bütünlüğü içinde "adam" gibi bir film çekmiş de ondan!... Her sahnesi, hattâ her karesi birer mânâ bütünüyle dopdolu ve tüylerimizi diken diken ettiren bu film, her daim izlenebilecek bir başyapıt da aynı zamanda!... 2009 yılındayız. "Çağrı" ise 1976 yılında çekildi. Yani otuz küsur senedir o zamanki teknolojiye rağmen Müslüman âleminden ikinci bir Mustafa Akkad çıkmadı ve benzeri nitelikte bile olsa bir "Çağrı" çekilemedi maâlesef. Türk sineması çok yol aldı diyorlar?!... Ama Türk tarihinin birçok haşmetli sahnesinden daha bir tekini bile dünyayı sarsacak nitelikle çekmiş değiliz. İstanbul'un fethi için Sevgili Peygamberimizin hadis-i şerifine mazhar olmuş büyük komutan Fatih Sultan Mehmet'i de çekmeye kararlıydı Mustafa Akkad ama ömrü vefâ etmedi. Yetti gayrı!... Birileri taşın altına elini koysa da, bizler de bütün dünyaya, daim izler bırakabilecek başyapıtlara "adam" gibi filmlerle imzalar atsak!!... Sağlık ve huzur içinde kalınız!...