Çözüm Süreci aslında on yıl önce, o gece başladı...

A -
A +
Şimdi size anlatacağım anı, siyasi tarihimizin önemli bir kilometre taşı aslında.
Bir dönemin zorluklarını anlatıyor.
Bazı konularda sabrın, adım atmaktan daha önemli olduğunu.
Uzatmadan başlayayım.
On yıl öncesine gidiyoruz.

Sene 2004...
Bir buçuk yıllık AK Parti iktidarı çok şey yapmak istiyor...
Ama...
Statüko engeline takılıyorlar.
Yine de proje üretmeyi sürdürüyorlar.
Bunların başında "Çözüm Süreci" geliyor.
O günlerde sürecin adı bile yok.
Ancak AK Parti ideologları sessiz ve derin bir çalışma hâlinde.
İnceden inceye.
Kimseyi ürkütmeden...

Dönemin Meclis Başkanı Bülent Arınç parlamentoda eski DEP Milletvekili Hatip Dicle ile karşılaşıyor.
Dicle yalnız değil.
Onu ve yanındakileri makamına davet ediyor.
Dicle'ye eşlik edenler arasında Kürt siyasetçiler Leyla Zana, Orhan Doğan ve Selim Sadak da var.
Mevzular derin, aylardansa ramazan...
Arınç diyor ki:
"Hadi bizim eve gidelim, iftarı beraber yapalım. Allah ne verdiyse hem yeriz, hem de size anlatacaklarım var. Karşılıklı laflarız..."
Dicle, Zana, Sadak ve Merhum Orhan Doğan Arınç'ı kırmıyorlar.
Meclis Başkanı'nın konutundaki yemekte, Arınç ve Kürt siyasetinin dört önemli ismi saatlerce sohbet ediyorlar.
Konuşulanlar aslında o dönemin tabuları.
Dışarda anlatılması bir hayli zor konular.

Bülent Arınç AK Parti iktidarı döneminde Kürt sorununa kesin çözüm bulmak istediklerini söylüyor..
Dicle bunu duyduğuna şaşırıyor.
Ama mutlu... AK Parti böyle bir adım atarsa yardımcı olacaklarını dile getiriyor.

Arınç şunları söylüyor:
"Evet şu anda benim de mensubu olduğum AK Parti hükümette. Ama henüz iktidarda değil. Ordu ve yargı âdeta bir statüko gibi karşımızda. Elimizi kolumuzu bağlıyorlar. Resmî ideoloji karşımızda. Ancak biz kesinlikle bir çözüm sürecinin başlamasını istiyoruz. Kürt sorununu çözmeyi arzuluyoruz. Sizinle de bunun temelini konuşma amacındayız. Günün birinde konjonktür de müsaade edecek. Biz de gereken adımları bir bir atacağız..."

Dicle uzun uzun dinledikten sonra Arınç'tan isteklerini sıralıyor.
Öncelikle İmralı'da yatan Öcalan'ın muhatap alınmasını istiyor.
Leyla Zana giriyor söze. Kürtçe eğitim ve televizyon gibi açılımlar yapılmasının şart olduğunu dile getiriyor.
Orhan Doğan ve Selim Sadak da zaman zaman sohbete katkıda bulunuyorlar.

Arınç'ın heyet başkanı olarak gördüğü Hatip Dicle'den bir de ricası var.
Sürecin içine sadece o dönemin DEHAP'ının değil, CHP'nin de dahil edilmesini arzuluyor Meclis Başkanı.
Bülent Arınç iftar yemeğinde bu dört isimden "CHP'yi de çözüm sürecine siz ikna edin" diye yardım istiyor.
Hatip Dicle ellerinden geleni yapacaklarını söylüyor, ancak o dönem Deniz Baykal'ın liderliğindeki CHP'nin bakışındaki problemi de anlatıyor.

Görüşme bittiğinde iki tarafta da büyük bir rahatlama var.
O zaman için engebeli ve uzun bir yolda olduklarının belki farkındalar.
Bugünse...
O dönem telaffuz etmekte zorlandıklarının önemli kısmı gerçekleşiyor.
Peki bu yemeğin ayrıntısını nereden öğrendim?
Haber kaynağımı bu defa gizlemeyeceğim.
Birçok siyasi davanın ünlü avukatı Fidel Okan anlattı bunları bana.
Okan bana Hatip Dicle ile sohbetinden kalan bu anıyı noktası ve virgülüne kadar nakletti.
Üstelik Dicle'nin kayıtlı sesini de beraber dinledik.
Ve Türkiye siyasetindeki bu önemli tarih sayfasını aydınlattık.
Fidel Okan'a da binlerce teşekkür...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.