Ah Pakistan!..

A -
A +

Ahir zamanı yaşadığımız cümle âlemin malumudur. Cenab-ı Hakk'ın (cc) dünyamızın son dönemlerinde, ziyadesiyle Celal ve Kahhar sıfatlarıyla tecelli edeceği İslami bir katiyettir. Zira bu dönemde, insanoğlunun isyankâr hâli de aynı şekilde ayyuka çıkacaktır. Zaten, insanlığın, üzerinde yaşamakta olduğumuz dünyayı nasıl hor ve acımasız kullandığı; bundan dolayı da dünyamızın ve tabiat olaylarının nasıl dengesizleştiğini ibretle izlemekteyiz. İnsanlık, cehennemin ateşini nasıl dünyadan götürecek ise; aynı şekilde, dünyayı tahrip ederek, Kıyamet'i de kendi elleriyle hazırlayacaktır. Nitekim, bu durumun işaretlerini her geçen gün, çok daha bariz bir şekilde görmekteyiz. Ahir zaman insanı bütün bu olumsuzlukları ve kötü gidişatı görüp dillendirmesine rağmen, yapacağından bir an geri durmuyor. Gafletin böylesi de insanoğluna özgü bir şey olsa gerektir. Maddi ve manevi gelebilecek her türlü umumi beladan; iyi-kötü ayırt edilmeksizin hemen herkesin nasibini alacağı açıktır. İnsanoğlunun hırs ve tamahına bakın ki, elde ettiği silahlarla, dünya üzerindeki insan neslini defalarca yok edebilir. Akıllar öylesine örtülmüş ki, binlerce kişinin ölümü, milyonlarcasının evsiz-barksız; aç ve susuz kalması kimseler için ibret vesilesi olmuyor. Halbuki bugün ona olan, yarın sana olacaktır. Küreselleşen dünya diyoruz. Gelişen teknolojilerle tüm dünya, âdeta bir şehir halkını andırır haldedir. Mesafeler son derece kısaldığı gibi, hemen herkesin herkesten ve her türlü olaydan haberi var. Bütün bunlar insanlığın iç içe yaşamasını ve daha bir kaynaşmasını gerektiriyor değil mi? Tam tersi; senelerce birlikte yaşanılan apartmandaki kapı komşusu bile tanınıp bilinmiyor. Nerede kaldı ki, dünyanın öbür ucundaki insanların halleri?!.. Cereyan eden tüm bu tabii olumsuzluklar; tek kelime ile felaketler; ibret olmalı ve insanlığı âdeta bir aile şefkat ve merhameti ile bir araya getirmeli ve birbirlerine yardım için yarıştırmalıdır. Daha dün depremle sarsılan ülkemizde, ne kadar çaresiz ve yardım bekler haldeydik! Şimdi de canım Pakistan'ımız, beter dertlerle boğuşuyor; çaresiz, aç, biilaç... Çok kısa zamanda yardım eli ulaşmazsa, salgın hastalıklar kol gezecek; on binlerce çocuğun ölümü an meselesi... İstiklal Savaşı'mızda; yardımımıza ilk koşan onlardı. Onların gönderdiği altınlarla İş Bankası kuruldu. Her türlü sıkışmamızda ve acımızda ilk koşanlar Pakistanlı kardeşlerimizdir. Bugün onlar darda, hem de ne darda; yardım sırası bizde. Unutmayalım ki, bu dünyadan götüreceklerimiz, yalnızca Allah rızası için verip, sonsuz olarak yaşattıklarımızdır...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.