Yazılımı sürerken, muhalefet partilerinin oyunbozanlıkları birbirlerini takip ederek; milletin sabırsızlıkla beklediği, 'vesayetten arınmış yeni Anayasa' meselesi iyice zora girdi. Muhalefet parti sözcülerinin yaptıkları açıklamalar ve çeşitli maddeler meyanındaki görüş ve 'istemezük' yaklaşımları; zoraki de olsa kurulan dörtlü birlikteliğin yakında dağılacağını gösteriyor. Halbuki, bu Meclis'teki sandalye dağılımına bakınca; yüzde 95'lik bir temsil oranının varlığı; demokratik bir anayasa konusunda çok umut vermişti. İktidar partisi özveride bulunarak, oluşturulacak komisyonda; parlamentodaki sandalye sayısına göre değil; grubu bulunan siyasi partilerin eşit üye vererek katılımları sağlandı. Malum; 82 Anayasası darbe mahsulü idi ve ondan rahatsız olmayan hiçbir siyasi parti yoktu. Meslis'te grubu bulunan mevcut dört siyasi parti de mahut anayasadan kurtulup, demokratik yeni bir anayasaya kavuşmanın gerekliliğine vurgu yapıyordu. Tarihî bir görev üstlenmek adına; Meclis Başkanı'nın başkanlığında Komisyon teşekkül edip çalışmalarını sürdürdü. Partiler arasında görünürde bir sıkıntı yoktu; zira hepsinin arzusu demokrasi, insan hak ve hürriyetleri idi. Ama, bugün gelinen noktada; özellikle muhalefet partilerinin meseleye ideolojik yaklaşımları işi, ister istemez yokuşa sürüyor ve beklenen netice bir türlü alınamıyor. Komisyon'u terk etmemeye direnmeleri; kendilerine masadan kalktı dedirtmemek için olup; orada bulunup sureta haktan yana gözüküyorlar! Elbette ki iş bu şekilde devam edemez ve kısa bir zamanda masanın devrilmesi an meselesidir. Bu durumda da her bir parti suçu diğerlerinin üzerine atacak ve kendisini temize çıkarmaya çalışacaktır. Meclis'in çoğunluğunu elinde bulunduran iktidar partisi, meselenin millet adına üzüm yemek olduğunu bilmeli ve ona göre sorumlu davranarak; iki ya da hiç olmazsa bir muhalefet partisiyle yoluna devam etmelidir. Masadan ayrılan siyasi partilerin akıbetlerini de millete havale etmelidir. Gönül, elbette Meclis'teki temsili gücün tamamının katılımını arzu ediyor ama; bilindiği üzere; zorla güzellik olmuyor. Bundan sonra yapılması gereken, Meclis'te referandum aralığındaki sayıya ulaşıp; direkt olarak milletin hakemliğine başvurmaktır. Milletin kahir ekseriyeti ile vücut bulacak anayasa da; her çeşit şom ağzı kapatacaktır! Zira; ortadan kaldırılan darbe mahsulü, ayıplı bir anayasa olacağından; onu savunacakların sayısı da elbette sınırlı ve sakıncalı olacaktır!