Siyaset, uzun soluklu ve zor zenaattır. Zira bütün bilimlerin fevkindedir. Öyle ki; ilimlerin tasnifinde; tefsir ilmi yani ayet-i kerimelerden murad-ı ilahiyi anlayıp çıkarmak işi en ulvi, en çetin ve o nispette de mehabetli (ulu) iken; ilm-i siyaset, yani insan idaresi ilmi bunun da üstündedir. Kendisi 'meçhul' olanın toplumunu veya toplumlarını idare etmenin zorluğu ortadadır. Her insan küçük bir kâinat; herkesin anlayışı farklı... Ve, siyasetle uğraşan siz; herkesin anlayışına göre hitap etmek durumundasınız! Başarılı olabilmek için de hitap ettiğiniz kesimlerin asgariden yüzde elliden fazlası sizden hoşnut olmalı... Eskiden dost-düşman bilinirdi; şimdi ise, zaman kötü; yüze gülüp dostluk gösterisinde bulunan, gerçekte en şiddetli düşman olabiliyor. Yani, kimlere karşı mert olunacağı ve kimlere karşı da mudara edileceği belli değil. Anlatmam o ki, girip yüzeceğiniz su çok bulanık! Hemen her işte olduğu gibi siyasette de; 'turnusol kâğıdı' misali; 'niçin?' sualinin cevabı aranır. Bu yakıcı suale verilen cevapla, veren kişi veya kişilerin yaşantılarının çelişip çelişmediğine bakılır. Verdikleri cevaba uygun yaşayanların samimi oldukları anlaşılır. Cemil Ağabeyi gençlik yıllarından beri tanıyoruz. Vatanı ve milleti için çırpınan idealist bir gençti. O gün-bugün idealizminden hiçbir şey kaybetmeden azimle yoluna devam etmektedir. Bir ömür boyu siyaset yapıp da temiz kalabilen ender şahsiyetlerdendir. O, Adalet Bakanı iken; mesleğimiz icabı her görüşteki yargı mensuplarına sorduğumuzda, devamlı övüldüğüne şahit olduk. Meclis Başkanlığına adaylığı söz konusu olduğunda da, herkes, tereddütsüz isminde ittifak etti. Bu durum onun temiz geçmişi ile birlikte, uzlaşmacı ve hoşgörülü kişiliğinin yansımasıdır. Biz, toplum olarak; insanların iyiliğini öldüklerinden sonra söylemeye-yazmaya alışığız. Oysa; sağlıklarında bu haklarını teslim edelim ki; bizim bu teşvikimiz onların iyiliklerini kamçılamış olsun. Kendisini kutluyor ve bütün kalbimizle başarılarının devamını diliyoruz...