Meclis'teki iki partiden biri; anamuhalefet partisi olmasına rağmen CHP neden eriyor? İddia edildiği gibi; 29 Mart sabahı CHP yönetimini yeni bir hesaplaşma mı bekliyor? 1950 senesinde fiilen başlayan demokrasi hayatımızda CHP, devamlı olarak muhalefeti temsil edebilmiştir. Kâh askerî darbeler sonrası ve kâh Ecevit'in "Karaoğlan" dönemlerinde elde ettiği başarılarla iktidara gelmedi değil. Ama; "ortanın solu"nda yer alan CHP'nin tüm iktidar deneyişleri: (Azınlık olarak tek başına veya koalisyon ortağı olarak) hep hüsranla sonuçlanmıştır. Halbuki normalde; iktidarda hep merkez sağ partiler olduğuna göre; zamanla bunların yıpranmaları sonucu CHP'nin iktidar alternatifi olması gerekirdi. Bu durum hiçbir zaman gerçekleşmedi.. Bunun sebepleri üzerinde derinliğine durmakta fayda var. Bir kere CHP, taşıdığı isminin zıddına olarak; hiçbir zaman halkın partisi olmadı, olamadı! Bildiği yoldan hiç şaşmadı Hep "halka rağmen"ciliği yeğledi. Demokrasi ile taban tabana zıt olan bu çelişkili halin bedelini defaatle ödemesine rağmen; ben ne yapıyorum, ne yapmalıyım, muhasebesini yapmadı. Bildiği yoldan şaşmadı; böylece bir türlü milletin teveccühüne mazhar olamadı. İkinci ana sebep ise; CHP'nin bilinen "yıkıcı" muhalefet anlayışıdır! Normal şekilde sabretse, yapıcı muhalefetini sürdürse; iktidar zaten yıpranacak ve sıra kendilerine gelecektir! Ama CHP, devamlı şekilde sabırsız davranarak, "yıkıcı" muhalefeti yeğlediğinden; rakibi bulunan iktidarlara yıpranma olgusunu yaşatmamıştır. Muhalefette iken bile eriyen kendisi olmuştur! "Kurultaylar partisi!.." Diğer bir önemli sebep de; CHP'nin bir hizipler ve bunun sonucu olarak da "kurultaylar partisi" olmasındandır. Bu haliyle parti, millete güven vermekten uzak oluyor. Millet, partinin içinde dirlik düzenlik ve bir istikrar göremediğinden; bütün bu olumsuzluklar, yıpranmış olmasına rağmen iktidardaki rakiplerinin ekmeğine yağ sürüyor. Ayağına gelen fırsatları; milleti tedirgin edici muhalefet anlayışı ve icrası yüzünden bir türlü değerlendirememiştir. Halbuki, sabırla beklese belki de muradına erecek ama!.. Hırçın muhalefeti ile muhalefet ettiği konular halkın özlem ve beklentileri olunca; durduk yerde kendi kalesine gol atıyor ve erimesi mukadder oluyor. Kemal Derviş gerçeği!.. Nedense bu durumu CHP'liler bir türlü görememekte, aynı yanlışı ısrarla sürdürmektedirler! Mesela; Sn. Kemal Derviş'i, bir gazeteci gözüyle yakından izlemekteyiz. CHP'li bir ailenin köklerinden gelmesine rağmen; uzun süre yurt dışında kaldığından olsa gerek, klasik CHP'lilere benzemiyor. Devamlı yapıcı muhalefet tavrı sergiliyor. Onun bu tavrı, partili partisiz her kesim tarafından takdir ediliyor. Diyeceksiniz ki, Sn. Kemal Derviş veya onun janrında bir kişi, CHP'ye lider olduğunda; partinin trendini yukarıya doğru çıkarabilir mi? Evet ama, partideki hizipler buna imkan verir mi?