Geleceğe bakmak...

A -
A +

Evet; iki bin memurun bulunduğu Batı Trakya illerinde (İskeçe-Gümülcine-Meriç "Dedeağaç") bir tek Türk vali yardımcısı var; onun da en ufak bir yetkisi ve sorumluluğu yok. Batı Trakya Türkleri en büyük sıkıntıyı, çocuklarının eğitiminde ve yetiştirilmelerinde yaşıyorlar. Lozan'la her iki ülkede yaşamakta olan azınlıklar kendi eğitim kurumlarını kurabilirler. Bu ilkeye Türkiye uymuş, İstanbul'daki Rum okullarına asla karışmamış, Rum çocuklarının kendi dillerini ve dinlerini öğrenmesine önayak olmuştur. Ama, gelin görün ki, Lozan'ın bu maddesine Yunanistan hiçbir zaman uymamıştır. Açmış olduğu azınlık okullarında yarı Türkçe yarı Rumca eğitim verdirmiş ama, bu eğitimi Yunanlı öğretmenler marifetiyle yürütmüştür! Bütün bunlar yetmezmiş gibi bir de; Yunanistan'dan Türkiye'deki akrabalarının yanına turist olarak gelenleri fişleyerek vatandaşlıktan çıkarma gibi akıllara durgunluk veren bir zulmü tatbik mevkiine koydu ki, bu kanunla mağdur edilenlerin sayısı resmi rakamlara göre altmış bini bulmaktadır. Dostluğu geliştirmek için... Düşünün; böyle bir zulüm seyahat hürriyetinin bulunduğu bir AB ülkesinde uygulanıyor. Batı Trakya Türkleri, bu durumlarını şikayetle AİHM'ye başvurdular. Çıkan karar; sadece tavsiye içeriyor ve Yunanistan'a "bunları vatandaşlığa al" deniliyor! Türk-Yunan münasebetlerindeki her gerginlikte bedeli Batı Trakya Türkleri ödedi. Onların en tabii insan hakları biraz daha gaspedildi. O halde, yeni dönemde Batı Trakya Türkleri'nin bir talebi var ki, son derece yerindedir. Bu da, filizlenip yeşermekte olan yeni Türk-Yunan dostluğunun nimetlerinden istifade etmektir. İşte; Türkiye Başbakanı böyle bir dönemde Atina'yı ve Batı Trakya Türklerini ziyaret etti. Bilindiği üzere; Tayyip Erdoğan'la Kostas Karamanlis sıkı dostlar. Dostluğu daha da geliştirmek için; Türk ve Yunanlı iş adamlarına çok iş düşmektedir. Ege Denizi'nin iki yakasına huzurun ve barışın gelmemesi için hiçbir sebep yoktur. Yeter ki, yönetimlerde âkil insanlar olsun ve bunlarda barış ve paylaşım için siyasi irade bulunsun. Görünen o ki, her iki liderde de bu denli bir siyasi irade ve kararlılık vardır. İki lider de her fırsatta bunu dile getirdi. İyi niyet ve kararlılıkla... Yunan Başbakanı Kostas Karamanlis, okul kitaplarından Türk düşmanlığı ihtiva eden konuların çıkarılacağını beyanla; "... Yunan-Türk ilişkilerinin iyileştirilmesi ve düzeltilmesinin, Balkanlar ve Akdeniz'deki istikrar ortamının pekiştirilmesine örnek teşkil etmesi, Yunanistan'ın arzu ve temennisidir. Bu, Yunanistan hükümetinin daimi ve öncelikli hedefidir..." dedi. Başta Kıbrıs, Ege Kıta Sahanlığı ve FIR hattı olmak üzere; Batı Trakyalı soydaşlarımızın maruz kaldığı insan hak ve hirriyetleri ihlalleri bir türlü çözümlenemeyen ve her geçen gün kangrenleşmiş şekilde adeta bir çığ gibi büyüyerek günümüze ulaştı. Başbakan Tayyip Erdoğan, AK Parti iktidarıyla bütün bu meseleleri kucağında buldu. İyi niyetle ve kararlılıkla bütün bu meselelerin üzerine gidiyor. Bu durumun tipik örneğini Kıbrıs barış sürecinde ve sonundaki referandumda gördük. Türkiye'nin iyi niyetini bütün dünya da görmüş oldu. Aynı irade ve kararlılıkla; hem Kıbrıs konusunun bırakılmaması ve hem de Türkiye ile Yunanistan arasındaki diğer meselelerin üzerine gidilmesi gerekiyor. Kostas Karamanlis'in Başbakanlığı ve iktidarı Türkiye için bir şanstır. Bu şans çok iyi değerlendirilmelidir. Çünkü, Karamanlis de tıpkı Tayyip Erdoğan gibi bütün bu problemlerin çözümlenmesini arzu ediyor.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.