Demokrasiye geçişimizden beri, iktidarda bulunan her siyasi parti, kendi lehine hesapladığı seçim sistemini kanunlaştırarak meriyete koydu. Bütün parti liderlerimiz ve siyaset adamlarımız tarafından, yürürlükteki Seçim Kanunu ve Siyasi Partiler Kanunu anti demokratik bulunup mutlaka değiştirilmesi gerektiği, her seferinde dillendirilmesine rağmen ve; bu kanunlarla ilgili olarak 24 adet kanun teklifi Meclis Komisyonlarında bekletiliyor. Malum; yürürlükteki seçim sistemimizde yüzde 10'luk baraj var. Bu, 1982 Anayasası ile; 'Temsilde adalet, yönetimde istikrar' ilkesini sağlamak için düşünülmüş ancak, uygulamada böyle olmadığı görülmüştür. Bu durum nasıl temsilde adaleti sağlayabilir ki, son seçimlerde yüzde 20'ye yakın oy çöpe gitmiş ve Meclis'te temsil edilememiştir! 1965 seçimlerinde uyguladığımız 'milli bakiye sistemi' ile, millet 3-5 parti arasından birini yüzde 52 ile tek başına iktidara taşıyabilmişti. Şimdilerde ise, bugün itibariyle tam 44 siyasi parti mevcut. Seçimlere kadar, bu sayının 50'ye yaklaşacağı anlaşılıyor. Şimdi, sorarım size sevgili okuyucularım, millet; bu 50 parti arasından nasıl tercih yapabilir de; istikrarı sağlayabilecek bir tek partiyi iktidara taşıyabilir? Bu hal, parçalı siyasetin daha da parçalanması ve içinden çıkılmaz hal alması demektir. Eğer, istikrar arıyorsak, bunun çaresi; bütün gelişmiş demokrasilerde olduğu gibi iki turlu sistemdir. Yani; en çok oyu alan iki ya da üç parti ikinci tura kalacak ve bunlar arasında yapılacak ikinci bir seçimle ve en az yüzde 50'nin üzerinde bir temsille Parlamento şekillenmiş olacaktır. Bu sistemi, özellikle büyük şehirlerimizdeki belediye başkanlığı seçimlerinde niçin uygulamadığımızı anlamak mümkün değildir. Şimdiki sistemimizle, bakınız büyük şehirlerimize; yüzde 20-30 oy nispetiyle belediye başkanlarını seçtiğimizi görürsünüz! Yani, bir İstanbul, bir Ankara gibi metropollerde milletin yüzde 70-80'inin istemediği kişileri başkanlık koltuklarında görürsünüz! Bu mudur demokrasi? Halbuki iki turlu seçimle, en az yüzde 50'nin üzerinde bir oyla seçilmiş olacaklar ki; 'temsilde adalet' buna dense gerektir! Yapılan son kamuoyu yoklamaları, milletimizin siyasi partilere güvenmediğini açık seçik ortaya koymaktadır. Neredeyse barajı geçen parti yok! Bunun neticesi olarak; 6'lı, 7'li koalisyonlarla hangi istikrarı sağlayabileceğiz? Yine aynı kamuoyu yoklamaları milletin yüzde 50'ye yakını ile partilere ve siyasete küskünlüğü var! Bunun sebebi, denenen her bir partinin milletin beklentilerine cevap verememiş olmasıdır. Yani, millet kendisini aldatılmış farzediyor! Siyasi partilerimiz, milletle bütünleşmediği müddetçe, bu siyasi dağınıklığın önü alınamaz. Siz, istediğiniz kadar siyasi parti kurun, istediğiniz seçim sistemini getirin; istikrarı sağlayabilmeniz mümkün değildir. Bakınız; şimdiki haliyle, Parlamento'nun kahir ekseriyetini elinde bulunduran üç siyasi partimiz iktidar olmalarına rağmen; milletle bütünleşmedikleri ve milletin beklentilerine cevap veremedikleri için istikrarı bir türlü temin edemiyorlar! Neden; çünkü 'güven' veremiyorlar!