Bir kısım kendini bilmezler, AK Parti'nin, baş örtüsü meselesini bilerek ve isteyerek halletmediğini ileri sürüyor. Çünkü, seçimlerde bundan daha iyi istismar konusu bulunmazmış. Seneler senesi de bu ve benzer konuları istismar ederek iktidara geliyorlar, diyorlar. Madem öyle; AK Parti'nin MHP ile beraber gerçekleştirdikleri ve üniversiteli kızlara başörtülü okuma imkânı tanıyan kanunu, CHP, Anayasa Mahkemesine giderek neden iptal ettirdi? Bıraksaydı; iddia ettikleri gibi ise, bu istismar konusunu iktidar partisinin elinden almış olurlardı. Ama hayır; CHP bu konuda asla samimi değil. Samimiyetsizliği, baş örtüsüne şekil biçmelerinden de belli değil mi? O zihniyet, insan idaresinin ancak dayatmalarla olabileceği kanaatindedir. CHP'nin geçmişi ve iktidar biçimi, sözümüzün vesikaları ile doludur. Başbakan Tayyip Erdoğan, 16.10.2010 tarihinde, partisinin Kızılcahamam toplantısında ve 73 milyonun önünde, talimatını AK Parti Grup Başkan Vekilleri'ne verdi. Kızlarımızın öğrenim özgürlüğünü engelleyen bu durumun ortadan kaldırılmasını MHP ve BDP de istiyor. Görünen o ki, Kılıçdaroğlu bile CHP'yi yeni yeni tanımaya başladı! Baksanıza; insan hak ve hürriyetleri konusunda ne dedi ve istedi ise; partisindeki gizli bir el (!) onu geri döndürdü. Genel Başkan olarak, en büyük yenilgiyi ve mahcubiyeti kendi partisinde yaşıyor. Epey bir zamandır dillerine 'kamusal alan' diye bir şey pelesenk ettiler. Akılları sıra ahkam kesiyorlar. Kamunun ne demek olduğunu bilmeden; kamunun varlık sebebi ve olmazsa olmazı milleti görmeden; sözde millet adına hüküm yürütüyorlar. Evvela millet adına konuşabilmek için, milletten yetki almak gerekir. Millete en ufak bir saygınız varsa, milletin beklentilerine, özlem ve taleplerine cevap vermek üzere iktidar partisine yardımcı olursunuz. Hatta ve hatta insan hak ve hürriyetleri konusunda, iktidar partisinden daha da ileri gider, onu, özgürlüklerin önünde engel gördüğünüzü ilan edersiniz. Dünyadaki tüm demokrasilerde muhalefet partileri böyle hareket ve iktidar partilerini halkın gözünden düşürmeye gayret ederler. Eskiden, kapalı kapılar ardında, bütün bu olumsuzluklar olup bitiyor; millet de sillenin nereden geldiğini pek anlayamıyordu! İletişim vasıtalarının gelişip yaygınlaşması ile milletimiz her şeyin nasıl olup bittiğini pekâlâ görüyor ve sağlıklı şekilde değerlendiriyor. İşte; referandumda çıkan yüzde 58 bunun ifadesidir. İstismarcıların kimler olduğunu, milletimiz vermiş olduğu oylarla tescillemiştir.