Geçen hafta perşembe günü Meclis'teydik. İstanbul milletvekili Mehmet Domaç ile birlikte, Milli Savunma Komisyonu Başkanı, yine İstanbul milletvekili Kemal Yardımcı'nın makam odasına gittik. Sohbet ederken, sekreter hanım içeriye girdi ve önceden verilmiş randevu gereği misafirlerin gelmiş olduğunu söyledi. Kemal Bey, misafirleri buyur etti. İçeriye, Kore Cumhuriyeti Büyükelçiliği Savunma Ataşesi Albay Hakyang Park ve arkadaşı girdi. Her ikisi de sivildi. Hoş-beşle birlikte tanıştırıldık. Karşılıklı olarak kartvizitlerimizi birbirimize verdik. Ataşenin kartviziti dikkatimizi çekmişti; biz daha sebebini sormadan kendisi bize sordu: "Dikkat ederseniz kartvizitimin üzerinde iki ülkenin (Kore ve Türkiye) bayrakları var; bunun sebebi nedir, biliyor musunuz?" Kendileriyle silah arkadaşı olduğumuzu ve ortak düşmana karşı birlikte savaştığımızı anlatınca rahatladı ve; "iki ülke, coğrafi olarak çok uzak ama, her iki ülkenin insanları ruhen çok yakınlar; bunun sebebini de çok güzel izah ettiniz" dedi. Her iki misafirimizin çok ama çok saygılı olmaları dikkatimizi çekti. Bu tavrı, ne Avrupalılarda ve ne de Amerikalılarda görmek mümkün değildir. Albay Park, yüksek öğrenimini İstanbul'da yapmıştı ve mümkün olduğunca güzel Türkçe konuşuyordu. Kemal Yardımcı, kendisinin denizci kökenli olduğunu; Kore'nin denizcilikte ne denli ileri olduğunu bildiğimizi ve kendilerinin bizim ülkemizde yatırım yapmaları gerektiğini ifade etti. Ataşe; Kore Parlamentosu Savunma Komisyonu üyelerinin en kısa süre içerisinde Türkiye'yi ziyaret etmek istediklerini ve bu ziyaretin mukabili olarak da Türk parlamenterleri Kore'de görmeyi arzu ettiklerini söyledi. Bu cümleden olarak; hem sivil ve hem de askerî konularda, her iki ülke yetkililerinin samimi niyet ve söylemlerine şahit olmaktayız. Dileyelim, tüm bunlar bir an ünce kuvveden fiile ulaşır... Bu ziyarette dikkatimizi çeken bir hususu da burada vurgulamadan geçemeyeceğim. Sohbet esnasında Albay Park, aniden ayağa kalktı ve; bir-iki dakikalığına "şükür duası"nda bulunmak için müsaade istedi. Hiç alışık olmadığımız böylesi bir talebe müsaade edildi ve hepimizin hayret bakışları altında, Albay Park, kenara çekildi ve sessizce duasını yaptı...