Orta Doğu'nun mayınlı tarlaları

A -
A +

Geçen asrın başlarında, bütün Orta Doğu Osmanlı İmparatorluğu topraklarına dahildi. Birinci Cihan Savaşı ile birlikte imparatorluğumuz yıkılıp, toprakları, savaşın galiplerince yağmalandı. Dikkat edilirse, Osmanlı'nın asırlar boyu elinde bulundurduğu coğrafya; dünyanın en nazik ve netameli bölgesi idi: (Kuzey Afrika, Orta Doğu, Balkanlar ve Kafkasya...) Bu bölgelerden Orta Doğu, üç büyük semavî dinin neş'et ettiği bir yerdi. Ayrıca petrol gibi; bütün güçlerin ele geçirmek için savaştığı belalı bir nimeti bünyesinde barındırıyordu. Buna rağmen taksim zor olmadı. İngilizler hemen her belde halkına istiklal ve istikbal vadederek; bölgeyi kendi inisiyatifine alarak parselledi. Sınırları cetvelle çizilerek kabile devletçikler kuruldu. Kurt payı ABD'nin Parselasyonda iki şeye çok dikkat edildi; birincisi, petrolün musluklarını kendi kontrollerinde bulundurmak, ikincisi de, bu kabile devletçikleri arasında, sayısız ihtilaf konusu yani çıbanbaşı mevzuları bırakmak!! Artık bundan böyle; müstevlilerin hükümranlıklarına bir halel gelemezdi. Gelmeye başladığı an, sayısız çıbanbaşlarından birisi derhal patlatılır ve yöre halkları, kendi dertleri ile baş başa bırakılırdı. Bu sömürge düzeni, bir asır boyunca (soğuk ve sıcak savaş dönemleri dahil) böyle devam etti ve elan da devam etmektedir. Bir farkla ki, son senelerde baş aktör konumundaki İngiltere yerini ABD'ye bırakmıştır. Daha açık ifadeyle bırakmak zorunda kalmıştır. Büsbütün çekilmemiş; ABD'nin müttefiki olarak hareket etmekte ancak, kurt payını ABD'ye kaptırmaktadır! İngiltere bu işi, ustaca ve kurnazca yaptı. Görünen o ki, ABD ise, bu işi pek acemice yapmaktadır! Orta Doğu'yu ve Orta Doğuluyu tanıyamamaktadır. Zaten, herkesin yanıldığı ve hayret ettiği konu da; Osmanlı'nın bu denli netameli bir coğrafyayı asırlar boyu, nasıl sulh ve sükûnet içerisinde idare edebildiği meselesidir. Bu sır hâlâ çözülebilmiş değildir. Osmanlı'nın bölgeyi terki ile birlikte tılsım bozulmuş ve o gün bugündür bölgede gözyaşı ve kan eksik olmamıştır. ABD ne yapsın; Irak'ı işgali ile birlikte; bu ülkeye kendi modelini yani federalizmi dikta etti. Bu durum; ABD'nin sadık bendesi olan ve istikbal hesapları yapan Kürtlerin işine geldi ama; Irak genelinde Şiileri birinci plana çıkarma işi esas itibariyle İran'a yaramış oldu! Yani, Amerika, istemeden; kanlı bıçaklı olduğu İran'ın ekmeğine yağ sürmüş oldu. Gözler kurulacak hükümette Irak seçimlerinden Şiilerin oluşturduğu "İttifak" meclisteki en çok sandalyeyi elde etti. Şimdi gözler kurulacak hükümete çevrildi. Bakanlık dağılımı bakalım nasıl yapılacak? Bu kritik durum, Irak'ın toprak bütünlüğünü nasıl etkileyecek? Hiçbir parti, tek başına iktidarı elde edemedi ancak; her üç oluşumun (Şii ittifak, Sünniler ve Kürt ittifakı) bir araya gelip milli bir koalisyonda hükümet etmeleri, Irak'ın parçalanma sürecini biraz daha uzatabilir. Asıl pandomim, ABD askerinin Irak'tan çekilmesiyle yaşanacak ve bu durum yalnız Irak için değil, bölge ve tüm dünya için tehdit unsuru olacaktır!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.