Seçim ve iktidar arayışları

A -
A +

İş başındaki koalisyon, kör-topal da olsa yürütmeye çalıştığımız demokrasi tarihimizin en başarısız hükümetidir. Buna rağmen, şimdiye kadarki koalisyon hükümetlerinin en uzun ömürlüsü olmuştur. Bunun da sebebi Parlamento'daki muhalefet yokluğudur. Dolayısıyla; önceki seçim netice vermemiş ve milletin hakları gereği gibi savunulamamıştır. Hükümet, idaredeki zaafı ve birbirini takip eden beceriksizlikleri yüzünden sebep olduğu ekonomik krizlerle milleti şaşkına çevirmiş, millet; adeta 2. Cihan Savaşı yıllarına itilmiştir! Hükümetin kuruluşunda; MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin tensipleri ile 'dinlenme'ye terk edilen muhalefet partilerinden Fazilet Partisi, ana muhalefet olmasına rağmen, 2 seneye yakın süren mahkemesi yüzünden, kendi canıyla uğraşmış ve tabiatıyla muhalefet görevini yapamamıştır. Devlete rağmen siyaset yapmanın bedelini de; tam ortasından ikiye bölünmek suretiyle ödemiştir! Öyle ki, bu haliyle ana muhalefetlikten de düşmüştür. Bölünmenin diğer yarısını temsil eden Tayyip Erdoğan ise, hâlâ devlet nezdinde karanlık addedilmekte; eskiden mensup olduğu partisi adına yapmış olduğu ve dinleyen herkesin kanını donduran konuşma kasetleri bir bir meydan yerine sürülerek mahkemelere sevkedilmekte ve böylece; bu parti de muhalefet görevi yerine kendi meşruiyetinin mücadelesi ile karşı karşıya bırakılmaktadır! Dolayısıyla; meydanı boş bulan ve kendi tabirleri ile 'alternatifsiz' kalan iktidar partileri, bunca beceriksizlerine ve başarısızlıklarına rağmen, dikensiz gül bahçesinde hükümet etmeye devam etmişlerdir. Milleti içine ittikleri perişanlık yüzünden, hiçbir iktidar partisi hükümeti bozmaya cesaret edemiyor ve bu halleriyle adeta birbirlerini hükümette tutmaya mecbur ve mahkum oluyorlar! Geriye; işçi ve işveren kuruluşları, odalar ve borsalar gibi sivil inisiyatif güçler kalıyor ki, bunlar da, daha hükümetin kuruluşunda havlu attılar ve muhalefet yapacaklarına hükümete destek verip, tabir caiz ise teslim oldular. Bu kuruluşlar, hâlâ hükümete verdikleri o destek ve sözlerin acısını çekiyorlar ve bu yüzden mensup oldukları kendi camialarında bile sözleri dinlenmiyor ve bir tesir icra edemiyorlar! Bundan evvelki iktidarlar döneminde, en acımasız ve etkili muhalefeti yapmakta olan basının hali ise malum! Tekelleşmenin neticesi olarak, sahibinin sesi konumunda!.. Görüldüğü gibi iş, yine millete düşüyor. Bu partileri millet, kendi elleriyle iktidara getirdi; dolayısıyla iktidar partilerinden çok kendisine kızması lazım! Bu saatten sonra, 'ellerim kırılsaydı da filan partiye oy vermeseydim!' demenin ve pişman olmanın bir manası var mı?! Tamam mı, devam mı; karar yine sizin!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.