Mevcut koalisyon hükümetinin kurulduğu gün, Türkiye'de siyaset tıkanmıştır. Çünkü; koalisyonun her üç partisi de, hak etmedikleri oyları alarak iktidar oldular! Öcalan'ın, seçim öncesi apar topar yakalanıp teslim edilmesi ve PKK terörünün kanlı yüzü, hissi olarak sandığa yansıdı ve bu günkü siyasi tablo meydana geldi. DSP ile MHP'nin iktidar ortaklığı zoraki bir nikahtı; barajda sürünen ve gerçekte millet tarafından itilen ANAP'ın iktidar ortaklığı ise, 'güvenoyu' için gerekli sayıyı tamamlamak içindi! Koalisyon iktidarının kendilerine göre şansı, muhalefetsiz olmaları idi. Kendi yaptıklarını kendileri bozarak; olmadığını görünce de; bütünüyle IMF'ye teslim olarak bu güne geldiler. IMF, yapılan anlaşmalarla yetinmedi; 4. ve etkili ortak olarak sayın Kemal Derviş'i hükümete üye yaptı! Hükümete içeriden muhalefet yok; ancak, IMF ve AB, olması lazım gelenden daha fazlasını göstererek, dışarıdan muhalefet ediyor ve hükümete baskı yapıyor! IMF ile müzakereleri sayın Derviş yaparken, AB ile 'uyum protokolünü' ANAP üstlenmiş durumda! Bu, her iki müzakereci kanat da; hükümet içinde hedef olarak MHP'yi seçmiş durumda! Sayın Derviş ve ANAP bastırıyor, MHP direniyor! Oysa; aynı MHP, verdiği tavizlerle hükümeti bu günlere taşıdı! Tabii, burada Ecevit'in siyasi tecrübesi ve koalisyonda gerekli uyumu sağlamada gösterdiği dirayeti göz ardı edilemez. İyi de; hükümetin zoraki de olsa, uyumundan ve yaptıkları icraatlardan millete yansıyan bir şey yok. Daha doğrusu var; o da fukaralık ve perişanlıktan başka bir şey değil! Bu durumu, yine kendi yaptırdıkları kamuoyu araştırmaları, açık ve net bir şekilde ortaya koyuyor. Milletin, iktidar partilerine, yani hükümete güveni, yalnızca yüzde 1.7! Yine, kendilerinin yaptırmış oldukları anketlere göre; bugün seçim olsa; iktidar partilerinden hiçbirisi barajı aşamıyor! Mevcut partilerden sadece Recep Tayyip Erdoğan'ın lideri olduğu AK PARTİ barajı geçebiliyor; onun da önünü kesmek için, akla karayı seçiyorlar! Mevcut siyasetteki bu tıkanıklığı görenler, yeni oluşumlara yöneldi. Bunlardan, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek; AK PARTİ hareketini dar ve Fazilet Partisi'nin bir parçası görerek, DP'ye girdi. Hedefi, Özal gibi 4 eğilimi bir araya getirmek ve tıkanan siyasetin önünü açmak!.. Yapılacak bir erken veya zamanında seçimde; bu kadar parçalı siyasetle istikrar sağlanabilir mi? Bunun da cevabını 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel veriyor: 'Pırasa doğrar gibi oy verirseniz, olacağı budur!' Tıkanan siyasetin önünün açacak yine millettir; yeter ki, millet hisleriyle değil, akl-ı selimi ile oy versin!