Başladığını bitirme, ürettiğini tüketme hakkı

A -
A +

Türkiye'nin ve hele hele İstanbul ile Ankara'nın şantiye alanı görüntüsü henüz sonuçlanmadı. Yapılanların yerindeliği konusunda hüküm vermek henüz mümkün değil. Projelerin bitirilmesini beklemeliyiz. Türkiye genelini bilemem ama İstanbul'un iklimi bu kış farklı olacak. Çünkü denizle kara arasında bir sürü menfez açıldı. Açılan soluk boruları bazı semtlerimizin teneffüs alışkanlıklarını değiştirecek boyutta heybetli oldu. Küçükçekmece sahili ile Sefaköy-Florya havzaları bunun en bariz örneği. Atalar 'Köprü Geçerken At Değiştirilmez' demiş. Bu anlayış milletçe politik anlayışımızın zeminini oluşturmalı. Ülke çıkarlarını her türlü anlayışın fevkinde kabullenmeliyiz ki istikballe ilgili endişelerimiz bizi rahatsız edici boyutta olmasın. Millet olarak yarınları 'beklemeye' alışığız. Yarınlar hep bir üst düzey katmanıdır. O katmanda; daha dinç, daha genç, daha mutlu, daha zengin, daha iyi, daha başarılı, her şeyin 'Daha!' en iyisindeyizdir. Ama o dahalar hep ulaşamadığımız ama yine de nefes nefese kovaladıklarımızdır. Bir bilebilsek ki kovalamacamız beyhudedir. Fark edebilsek ki o asla mümkün değil, işte o zaman umut olarak hayallediklerimizin aslında gerçek olduğunu; dinç, genç, mutlu, zengin, iyi ve başarılı olduğumuzu görürüz. En etkili bilgelik kişinin kendini bilmesi, tanıması değil midir. Umut zengini olmamız, bulunduğumuz katmandan farklı seviyede kendimizi hissetmemiz hem politikacıların hem de Türkiye ile iş birliği yapan zengin batılı dostlarımızın ekmeğine yağ sürmekte, onların amaçlarına ulaşmasını kolaylaştırmaktadır. Çünkü hissettiğimiz katmanda ayaklarımız sağlam zeminle temas halinde olmadığından her türlü müdahale ile istenilen tarafa dalgalandırılmaya müsait biri gibiyizdir. Kişilerden ve olaylardan çabuk etkilenir, kullanılmaya uygun malzeme gibi oluruz. İşte milli politikanın ve ülkesi ve halkı ile 'dost' politikacının görevi ülkede yaşayan insanların ayaklarının sağlam zeminde olduğunu hissettirebilmek ve onları hayal dünyalarından yere indirerek umut koşuşturmalarını sona erdirmek ve dalgalanmaktan kurtarmaktır. İkinci Dünya Savaşı'ndan önceki ve sonraki Almanya ile Japonya'nın mevcut durumu bu olgunun en etkili delilidir. 'Kötü'yü 'iyi', 'zor'u 'kolay' yapabilmek hem milli hizmettir hem de millete hizmettir. Yandaki haberlerimizle bağlantılarsak, Atatürk Havalimanı'nda cep telefonu kaydı yaptıranlarla yapanların öfke ve şaşkınlıkları birleşmektedir. Çünkü telefon kaydını yaptıran yolcu vergi ve TRT bandrolü ödemek için hayli eziyet çekmektedir. Oysa telefon kayıt masasının yan tarafı vergi tahsilatı masası için de uygundur. Hem gümrük görevlileri hem de telefon kaydı yaptıran yolcular bu mantıklı taleplerinin en kısa zamanda sonuçlanmasını ummaktadırlar. > Lufthansa da kış tarifesine geçti THY'nin kış tarifesine geçeceğini açıklamasının ardından Almanların ülkemizdeki havayolları temsilcisi Lufthansa da kış tarifesine geçtiğini açıkladı. 78 ülkede 183 noktaya ulaşım imkanı sunan Lufthansa, 2006/2007 kış tarifesi ile kapasitesini Avrupa seferlerinde yüzde 6.0, kıtalararası uçuşlarda ise yüzde 2.2 oranında artıyor. Lufthansa uçaklarının haftalık sefer sayısı 12.908' e yükseliyor. Yeni tarifede San Fransisco ve Sao Paulo'ya ek seferler, Moskova, Innsbruck, Cenevre, London City Airport, Palma de Mallorca ve Valencia'ya yeni bağlantılar öngörülüyor. Lufthansa kış tarifesi birçok Avrupa şehrinde başlayacak kış saati uygulamasına paralel olarak 29 Ekim 2006 tarihinde başlayacak ve 24 Mart 2007 tarihine kadar geçerli olacak. Asya'daki en güçlü Avrupalı Yeni kış tarifesinin kalkınmakta olan pazarlardaki ulaşım ağının genişletilmesinin bir parçası olduğunu belirten Lufthansa Passage Airlines Bölge Müdürü Dr. Holger Haetty, "Yeni kış tarifesi bizim için önem taşıyan kalkınmakta olan pazarlardaki ulaşım ağımızı güçlendirmeyi hedefleyen stratejimizi yansıtıyor. Lufthansa 24 varış noktasına haftada 300 sefer düzenlemek suretiyle Asya pazarındaki en güçlü Avrupa havayolu şirketi olma özelliğini koruyor" dedi. > MEDTRAVEL Sağlık ve Kongre Turizmi Fuarı Antalya'da açılıyor Ülkemizin rekabet avantajı en yüksek sektörlerinden olan turizmde son yıllarda yaşanan gelişmeler biliniyor. Bize en çok turist gönderen bir Avrupa ülkesinden (Almanya) son 3 yıldaki toplam gerileme %25 mertebesinde. 2006 yılı genel olarak 2005 yılına göre %9 gerileme ile bitecek görünüyor. Gerilemeyi durdurmak ve tekrar yükselişe döndürmek için yapılacak çalışmalardan birisi şüphesiz daha çok tanıtım. Bu amaçla hazırlanan "ANFAŞ MEDTRAVEL Sağlık ve Kongre Turizmi Fuarı" 02-04 Kasım 2006 günlerinde A.E.C. (Antalya Expo Center)'da Kültür ve Turizm Bakanı Atilla Koç tarafından açılacak. Sağlık Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı ve tüm sektör kuruluşlarıyla iş birliği içinde, bu konseptte ilk defa yapılacak fuar Sağlık ve Turizm Ataşelerimiz tarafından 20 hedef ülkede 6 aydan bu yana tanıtılıyor. Kaplıca ve Wellness turizmi yanında, her türlü sağlık operasyonları, kalp, böbrek, diş, saç, göz tedavi klinikleri, dializ merkezleri ile hastanelerin sağlık altyapıları, ilgili seyahat acentelerine ve yabancı sigorta kuruluşlarına tanıtılacak. Aynı zamanda Anadolu'nun Kongre kapasitesi (Sadece Antalya'da 70.000'den fazla koltuğa sahip toplam 100 tesis var ) hedef kitleye tanıtılacak. > "Cep"te geriye dönük kayıtlar yılbaşına kadar uzatıldı Yurt dışından Türkiye'ye getirilen ve yurt içi GSM servis sağlayıcısının hizmet ağına dahil edilmek istenen cep telefonları ile ilgili standardizasyon arayışları sürüyor. Daha önce birkaç kez değiştirilen uygulamalar, ilk uygulama prosedürleri doğrultusunda 1 Ocak 2007 tarihine kadar uzatıldı. Geriye dönük beyan imkanı açısından önem arzeden yeni talimata göre elinde bu duruma uygun ve daha önce herhangi bir tarihte getirdikleri cep telefonu olanlar gümrük kapılarındaki ilgili birimlere müracaat ederek telefonlarını kayıt altına aldırabilecekler. Bilindiği gibi bu imkan Ağustos 2006'da kaldırılmış ve sadece günübirlik beyanlara kayıt altına alma hizmeti verilmeye başlanmıştı.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.