İstanbul'a vize olur mu?

A -
A +

Olur musunu tartışmak bile gereksiz bence!.. Bundan sonra üzerinde konuşulması, incelenmesi gereken; nelerin, nasıl, nerelerde ve ne zaman olacağıdır. Çünkü, sayın Başbakan'ın konuyu açıklamasındaki 'zamanlama' siyasal otoritenin kararlılığını yeterince deşifre ediyor zaten. Geçen seçimlerdeki zaferinde İstanbul Belediye Başkanlığı referansının katkısını çok iyi bilen sayın Erdoğan yine bir İstanbul olayı ile seçim riski alacak kadar acemi politikacı değil. İç politikada fikir üreten mekanizmalar, dolayısıyla olaya ilgi duyan siyasi partiler, medya, üniversiteler, ticaret ve sanayi odaları, sivil toplum örgütleri ve belki dışardan uzman yönetim planlayıcıları fikirlerini açıklamalılar. Olayın boyutu siyasal iktidarın gücü ve kudreti fevkindedir. Atılacak adımlar, alınacak kararlar ülkede birlik ve dirliğin geleceği açısından son derece önemlidir. Başbakan Erdoğan'ın açıklaması ile konu çeşitli platformlarda ele alındı bile. Bu noktadan bakılınca samimi çözüm önerilerine de rastlamak mümkün. İstanbul'a vize meselesi bir yığın bürokratik işlem, yasal tanımlama ve düzenleme de getirecek. Bunların ihlali durumunda belki yeni bir kabahat ya da 'suç' tipi gündeme gelecek. Bu suç tipine nasıl bir cezai müeyyide uygulanacak; bunlar tartışılacak. İlk ve en zor mesele Anadolulu'nun 'ikna' edilmesi... Bir kere her Anadolulu, her Türk için İstanbul 'Mukaddes' bir gönül nişanıdır. Ana kucağından emekleme dönemine geçen bebelerin bile ilk ezberledikleri tarihtendir 1453... Bu bilgiye, bu bağlılığa, bu aşinalığa nasıl 'vize' ya da 'destur' koyacaksınız. Bunu açıklayabilmek lazım. Zor gözüküyor. Tabii ki illa da İstanbul'un 'Yeniden' kurtarılması gerekecek ise birkaç formül geliştirilebilir: İnsanın aklına ilk olarak 'Fonlama-Şerefiye' geliyor. Yani, İstanbul'da yaşayanlardan 'Hemşehri', İstanbul'a yurt içinden geleceklerden 'Ziyaretçi' Fonu alınabilir. Bu fon gelişmekte olan illere sınai tesis, üniversite ve sosyokültürel alanlar oluşturulması amacı ile kullanılabilir. Mürur tezkiresi Osmanlı Devleti'nde de, Tanzimattan sonra adına Mürur tezkiresi denilen bir seyahat ve ziyaret belgesi düzenlenmekteydi. Ülke içinde seyahat etmek ve İstanbul'a gitmek için yerel yönetimden alınan izin ve geçiş belgesinde kimlik bilgileri, nereye ve niçin gidildiği yer almaktaydı. Düzensiz yerleşim, kaçak işçi ve göçü önlemeye yönelik olan bu uygulama 1908'de II. Meşrutiyet'in ilanından sonra seyahat özgürlüğüne aykırı bulunarak iptal edildi. Belge karşılığında 'harç' alınır ve toplanan gelir, 'İşbu mürûr tezkiresi Medine-i Münevvere'den i'tâ kılındı... Hamidiye Hicaz Demiryolu nâmına iki kuruş alınmışdır' örneğinde olduğu gibi çeşitli hizmetlerde kullanılırdı. İstanbul'a gelene neden geldin, nerede kalacaksın, ne kadar paran var gibi rencide edici yaklaşım yerine, gelmeden önce, planlama yapması ve bir takım masrafları göze alması gerektiğini bilmesi yeterli olmalıdır. İşin bir de İstanbul içinde ekonomik tepkileri, yani mevcuda rant veya ziyan etkileri söz konusu. Ki, mesele ciddi olarak ele alınır alınmaz ilk artacak olan İstanbul'daki gayrimenkul fiyatları. İstanbul'da yaşamanın, İstanbullu olmanın özgün statüsü bir şekilde fark edilir hale gelecek. Varoşlu, yaftalı kavramı sırtına yüklenmiş 'vebalı' gibi başka bir ile ya da 'köyüne' taşınacak... Genel olarak bakıldığında bir seçim devresi öncesinde asla ele alınamıyacak hassasiyetteki bir mesele ya seçim sonrasında işlenmek üzere 'malzeme yapılacak, ya da toplumun bütün 'katmanlarını' ikna edebilecek çok ilginç formüller hükümet tarafından hızla düzenlenerek yürürlüğe konulup ekstra 'imaj' kazanılacak. Zamanla hepimiz göreceğiz. Memleketimize hayırlı olur İnşaallah. > Demir: THY, HABOM Projesi'ni mutlaka bitirecek Sabiha Gökçen Havalimanı bünyesinde kurulacak dev bakım üssü HABOM (Havacılık Bakım Onarım ve Modifikasyon Merkezi) için düğmeye basıldı. Temmuzda inşaatına başlanacak HABOM, 2008 baharında faaliyete geçecek. Konu ile ilgili bir değerlendirme yapan THY Teknik A.Ş. Genel Müdürü İsmail Demir, HABOM Projesi için Amerikan Pratt&Whitney Motor Şirketi ile mutabakata varıldığını, mayıs sonunda ise anlaşmanın imzalanacağını söyledi. Singapur'un proje dışı kalması yüzünden projede geçikmeler yaşandığını dile getiren Demir, "Singapur'la yaptığımız anlaşma gereği yürüttüğümüz çalışmalarda biraz yavaş kalınmıştı. Bunun anlaşılması uzun vade aldığı için inşaatla ilgili taahhütlerimizi durdurmuştuk. Akabinde bizim müstakil şirket haline gelmemiz de projeyi geciktirdi. Ancak biz THY Teknik A.Ş olarak ayrılır ayrılmaz 2006 yılının Mart ayında Savunma Sanayi Müsteşarlığına gittik, protokolü Savunma Sanayi Müsteşarlığı ve THY Teknik A.Ş arasında yapılmış protokol haline getirdik, Haziran 2006 da imzaladık. Amacımız HABOM projesini gelecek yılın bahar aylarında faaliyete geçirebilmek" dedi. 2007 yılında çalışan sayısının ve cirolarının artacağını ifade eden Demir, "Biz artık dünya ligindeyiz, kapasitemizi genişleteceğiz. Ciromuzu 350'lerden 500 milyon dolarlara rahat çıkartacağımıza inanıyoruz. HABOM Projesi için 200 kişi aldık. Gelecek yıl 300 kişi daha alacağız" diye konuştu.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.