TÖSHİD ne yapmak istiyor?

Türkiye'de özel havayolu şirketleri gibi 'özel statüde' yüzbinlerce işletme var. Fakat, Ulaştırma Bakanlığı, AB eşiğine gelen Türkiye'nin bu alandaki eksiğini kapatmak uğruna, acil eylem planı yaparak havacılar için teşvik derecesinde destek sağlayacak yasal düzenlemeler yapmış ve firmaların önünü açmıştır, bu bir. İkincisi, Türkiye'de yıllık 200 milyon yolcu sirkülasyonu olurken, havayolu ile taşınan yolcu sayısı sadece 3 milyon civarında. Yani, sivil hava şirketleri için halen milyonlarca potansiyel yolcu bulunmaktadır. Üçüncüsü, bu firmalar yurt dışında da yolcu taşıdıklarından, oradaki rekabet şartlarının ağırlığını ve 'yolcu' bulmanın ne denli güç olduğunu çok iyi bilmektedirler. Dördüncüsü, Ulaştırma Bakanlığı, münhasıran deniz taşımacılığına matuf ve kıyasen havayolu araçları (hava gemileri-uçak vs.) için de kullanılan 1925 tarihli Kabotaj hakkını, eğer Türk Sivil Hava Taşıyıcılığı için elzem görürse, iç hatlarda hava ulaşımını yabancı firmalar lehine kullandırabilir. Bu yasal düzenleme imkânı, şartları doğrultusunda halen mevcuttur. Kaldı ki Bakanlık, uygulamanın en önemli handikapı olan lisanslı eleman ve pilot ihtiyacının dışardan karşılanabilmesi için ek bir çalışma yapmış ve bunu sonuçlandırarak özel havayolu şirketlerini rahatlatmıştır. TÖSHİD'in THY ile ilgili yaklaşımını da isabetli bulmuyoruz. Özel havayolu şirketlerinde çalışan pilotların şirketlerinden ayrılarak THY'ye geçmeleri bu şirketlerin problemidir. THY, her zaman çalışan için cazibesini koruyor. Özel şirketler, bu cazibeyi neden oluşturmazlar ki, elemanları başka şirketere gitmesin. Bence, TÖSHİD üyesi özel havayolu şirketlerimiz geçen sezonu tanıtım, hizmet kalitesi ve uyguladıkları fiyat politkaları açısından bir daha değerlendirmelidir. Ulaşımda çok ciddi bir geçiş dönemi geçiren Türkiye, bütün unsurları ile ülke çıkarlarının ön planda tutulduğu kombine politikaya destek vermek durumunda. Türkiye'nin şu veya bu alanda iç tartışmalarla geçirecek vakti yoktur.