21 Ocak 1900 tarihli Velo gazetesinde Rus Güreşçisi Pytlasinski'nin beyanatı vardı. Pytlasinski, "Türk'ün enerjisini, dayanıklılığını, savaşma gücünü daima hayranlıkla anarım. Ancak, kusurları da var. Elensede biraz kısa vurdu mu yanağa, şakağa dirseğe vuruyor. Dört senedir, Kara Ahmet'in Sen Petersburg'da güreşmesi yasaktır. Neden mi? Ciniselli sirkindeki bir güreşte, Rus güreşçisi Hackenschmidt'in dişlerini kırmasından, yüzünü kan içinde bırakmasından. " Pytlasinski'nin beyanatını okuyan Ahmet, elinde olmadan güldü. Rus'un söyledikleri yalan değildi, ama noksandı. Rus, güreşçisine vurmuştu, ama niçin? Padişaha hakaret ettiği için. Pytlasinski'ye yumruğu patlatmıştı, ama, ilk yumruğu o vurmuştu. Gerçek bir spor otoritesi olan ama Ahmet hakkındaki tahminlerinde yanılan Frantz Reichel, Ahmet'e karşı olanların başında geliyordu. Her güreş öncesi, "Ahmet bu sefer yenilecek" demişti. Galip gelince de, "Tesadüfen galip geldi." demekten geri durmamıştı. Reichel, şimdi de sertlikle, vahşice güreşmekle itham ediyordu. Buna karşılık yazar Robert Coquelle ise 24 Ocak 1900 tarihli Velo gazetesinde çıkan yazısında, "Güreşi severim. Reichel'in güreş bilgisine de hayranım. Ama güreşin, Türkler tarafından yapılanını severim. Bu yıl tekini bile kaçırmadığım güreşlerde en çok beğendiğim. Kara Ahmet'in 'Hayda bre, davran bre'li güreşleridir. O, bizi korkutmaktan ziyade hayran bırakandır, yağ ve adale paçavraları arasındaki ıslak tavuklardan değil... Moralmen, ahlaken ve fizik olarak gerçek bir güreşçidir. Pons ile yaptığı toplam yedi saatlik güreşlerde bizi çeken, Pons'un davranışı değil, Kara Ahmet'in, hızlı, mert güreşidir. Yoksa tekrar seyretmeğe gitmezdik. Yine bizi çeken, ünlü Pytlasinski'nin bir yumruk yiyince, minderi terk eden mıymıntı davranışı değildir. Reichel, seyretmediği bir maçtaki davranışı sebeyle Türk'e vahşi diyor. Ya Pytlasinski'nin attığı tokada, iki omuzu üzerine yere düşerken, ayaklarını kullanarak tuş olmaktan kurtulmasına, Pons'un kafa atarak Ahmet'in kaşını yarmasına ne demeli? Bunlar yapıldığında kara Ahmet, kimseye şikayet etti mi? Yalnızca güldü. Haydi ihtiyar dostum Frantz, kabul et ki, senin tahminlerini yanlış çıkardığı için bu Türke kızıyor, onu sevmiyorsun. Şunu kabul et ki, Türk, en az senin gözde güreşçilerin Pons ve Pytlasinski kadar güreşçi. Ve insaf ederek, dünkü yazında Türk için söylediğin, kaba, vahşi, kural tanımaz sözlerini geri al. İşte bu zaman adaletle hareket etmiş olursun. Hayda bre Reichel!" diye yazıyordu. Kara Ahmet'in aleyhinde yalnızca Fransız gazetelerinde değil, İstanbul'da yayınlanan Türk gazetelerinde de haberler çıkıyordu. 23 Kanun-u sani (Ocak) 1900 tarihli İkdam gazetesinde çıkan yorumda şunlar söyleniyordu: "Kara Ahmet, çok sağlam bir güreşçi değildir. Kara Ahmet, Osmanlı'nın ikinci sınıf güreşçisidir. O Koca Yusuf ile kıyaslanamaz. Hatta Kurtdereli Mehmet Pehlivan ile bile boy ölçüşemez. Paris'te yaptığı kavgalı güreşlerle Osmanlı'nın ismini lekeliyor." Ahmet'in, karşısında hastayım, sakatım diye güreşten çekilen Pytlasinski, 23 Ocak tarihinde, Pons ile güreşti. Üç günde, sakatlığının nasıl geçtiğini kimse anlayamadı. Pons, beş dakikada galip geldi. > DEVAMI VAR