Ahmet, beklenmeyeni yaptı

A -
A +

Elenselerle Adalı'ya aynen karşılık veren Kara Ahmet, kendisinden beklenmeyen bir şey yaptı. Herkesin beklediğinin aksine Adalı'nın dalışı karşısında gafil avlanmadı. Sağ kolunu önden Adalı'nın boğazına dolayarak boyunduruğu yetiştirdi. Yetiştirmesiyle birlikte, çökerek Adalı'yı da dizletti ve boğmağa başladı. Ahmet'in bu hareketi ermeydanına heyecan getirdi: -A be bu Ahmet hiç de boş değişmiş. Boyunduruğu nasıl da yetiştirdi. -Adalı'nın bugün işi zor desenize. -Etme bulma dünyası. Adalı, dünkü kızan diye gördüğü Ahmet'in boyunduruğundan ne olacak diye düşündü... paçaları çekerek yüklendi. Boyunduruğa rağmen, paçaları çekip, omuzlarıyla Kara Ahmet'in ayaklarından yüklenip onu sırtüstü devireceğini zannediyordu. Ancak Adalı Halil, bir saate yakındır, karşısında başa baş güreş çıkaran Kara Ahmet'in kuvvet ve güreş derecesini hâlâ anlayamamıştı. Adalı Halil, yüklendi, Ahmet, boyunduruğu sıktı. Adalı, gözlerinin karardığını hissetti ve Ahmet'in kollarında ne kadar müthiş bir güç olduğunu anladı. Anladı ama yine de yüklenmeğe devam etti. Dünkü çocuk diye gördüğü Ahmet'in karşısında paçaları bırakıp, Ahmet'in boyunduruğunu bırakmasını gururuna yediremiyordu. Yağlı güreşte, paçalar bırakılınca boyunduruk çözülür. O yüklenince Ahmet, boyunduruğu sıktı. Adalı Halil'in kulakları zonklamağa başladı. Paçaları bırakmadan yüklenmekle Ahmet'i yenemeyeceğini anladı. Gururu falan bir tarafa koydu. Paçaları bıraktı. Şimdi bütün gözler Ahmet'teydi. Paçalar bırakılınca, boyunduruk boşaltılırdı. Ama o ne Ahmet, boyunduruğu boşaltmamıştı. Ahmet, geri geri kaykıldı ve Adalı'nın yüzünü çimenlere dayadı. Ahmet, Adalı taraftarı seyircilerin bağırışlarına rağmen Adalı'nın yüzünü çimenlere sürttü. Ve Adalı'nın ustası Hergeleci İbrahim'e yaptığının aynısını yaptı. Cazgırın geldiğini görünce boyunduruğu boşalttı. "Haydi kızılelmaya" diyerek ayağa fırladı. Kara Ahmet'in, "Haydi Kızılelmaya" diyerek naralanması seyircileri şaşırmıştı: -A be bu kızan ne der üle? -Te be susak ağızlı duymaz mısın? Kızılelmaya, haydi Avrupa'ya büyük hedeflere, der. -Allah Allah. Daha önce hiç bu şekilde naralanma duymamıştım. -Önceki pelvanlar büle sülermiş, ama unutturulmuş. Kızılelmayı unuttuğumuz için bu hallere düşmedik mi? Adalı Halil, Ahmet'in boyunduruğu boşaltmasına rağmen, yerinden doğrulamadı. Çimenlere uzanmış nefeslenmeğe çalışıyordu. Ahmet'e "Niçin boyunduruğu hemen boşaltmadın" diye çekişen Cazgır, hemen su yetiştirdi. Adalı'nın başından aşağı su döktü. Su ile hayat bulan, kendine gelen Adalı, doğruldu. Yağ kazanına doğru yürüdü. Cazgır, "Bre Halil Pehlivan nereye" diye seslendi. Adalı, kızgın kızgın, "Nereye olacak yağımı tazelemeye." dedi. Cazgır, Müsaade ediyor musun gibilerden Ahmet'e baktı. Ahmet, evet manasında başını sallayınca cazgır, Adalı'ya daha fazla bir şey söylemedi. Adalı, yağ kazanının yanına yürüdü. Yavaş yavaş yağlandı. Bütün seyirciler, Adalı'nın yağ tazeleme bahanesiyle dinlendiğini anlamıştı. Kara Ahmet, koca Adalı'nın gözünü korkutmuş muydu? Adalı'yı, yağ tazeleme bahanesiyle dinlenmek isteyecek hale getirme şerefi, Ahmet'e yeter gözükmüştü. ¥ DEVAMI VAR

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.