7 Aralık 1899 tarihli Fransız gazeteleri Ahmet'in haber ve fotoğraflarıyla doluydu. Fransızlar, bütün tahminleri alt üst ederek şampiyon olan Ahmet'in sırrını anlamağa çalışıyorlardı. Bir çorba firması, "Kara Ahmet'in sırrı" başlığı taşıyan bir ilan yayınlamış ve başarısının bir aydan beri sadece spor çorbaları içmesinden ileri geldiğini ileri sürmüştü. Ahmet'i Pons ile güreştirmek için kurulan tezgah çalışmaya başlamıştı. Şampiyon olmasının hemen ertesi günü, Fransız gazeteleri, Ahmet'e meydan okuyan güreşçilerin haberleriyle doldu. Hasta olduğunu söyleyerek şampiyonaya katılmayan geçen senenin şampiyonu Pons da bunların içindeydi. Pons, "Ben hâlâ dünya şampiyonuyum. Güreş etmeden benden bu unvan alınamaz." diyordu. Ahmet'e burnu yerde sürtülerek yenilen Laurent, "O benden yalnızca rövanşı almıştır. Bir o yendi, bir ben. Eğer Dünya şampiyonu ünvanına layık olmak istiyorsa bir daha benimle güreşmelidir." Şeklinde gazetelere beyanat veriyordu. Kara Ahmet, tercümanı Selanik Yahudisi Modianı vasıtasıyla 8 Aralık tarihli Journal Des Sports'da kendisiyle güreş isteyenlere ve kamuoyuna cevap verdi: "Gazetelerde çıkan yazılar bizi şaşırtmadı. Zaten bu meydan okuma yağmurunu bekliyorduk. Ama her şeyden önce beni bağrına basan, güreşlerim esnasında, dinime ve milliyetime bakmadan beni destekleyen Fransız halkına teşekkür ediyorum. İyinin, cesurun, mertliğin yanında olduğunu gösterdiler. Ama, aynı şeyi güreşçiler için söylemek mümkün değil. Onların sesini kesmeğe hazırız. Biz güreşten kaçmayız. Unutmamak gerekir ki bu turnuvada, omuzlarım bir defa yere gelmiştir. Bunda da hastalığım ve gafletim rol oynamıştır. Tam güçlü olduğum zaman, sırtım yere gelmedi. Bundan sonra da Yüce Mevlamın izniyle gelmeyecektir. Bu sebepten meydan okumalar beni asla ürkütmüyor. Güreş, benim için ekmek, su, hava gibidir. Karşıma kim çıkarsa çıksın, boyuna, posuna, kilosuna, ustalığına bakmadan güreşirim. Yenilirsem de üzülmem. Biz de yenmek kadar yenilmeyi kabul etmek de şereftir. Meydan okuyanların hepsiyle güreşmeğe hazırım. Ancak aynı anda üç kişiyle güreşemem. Şampipona boyunca bir biri ardınca dinlenmeden, çok zorlu güreşler yaptım. Ard arda bu kadar zorlu güreşler yapan bana karşı, Pons gibi güreş yapmamış, dinlenmiş bir eski şampiyonu çıkarmak sportmenliğe sığar mı? Eberle hemen hemen hiç ciddi güreş tutmadı. Pons ise hiç güreşmedi. Laurent'e gelince, tarafımdan o derece tartışılmaz bir şekilde yenildi ki, benimle tekrar güreşmekle neyi ispat edecek? En iyisi, Pons, Eberle, Laurent ve diğerleri kendi aralarında güreşsinler. Birinci gelen benimle güreşsin. İşte o zaman en büyük güreşçi meydana çıkar. Parisliler de şöyle ağız tadıyla güreş seyrederler. Bu turnuvanın galibiyle güreşeceğime söz veriyorum. Osmanlının olduğu kadar beni mertçesine destekleyen Parislilerin de güreşçisiyim. Onlar için her türlü fedakârlığa razıyım. 1899 Cihan Şampiyonu Kara Ahmet." Basın ve Parisliler, Kara Ahmet'in bu teklifini akla, sportmenliğe uygun buldular. Ve başta Cont de Chambre olmak üzere, yeni bir turnuvanın düzenlenmesi için çalışmalara başladılar. > DEVAMI VAR