Bahar geldi, uyanışın, dirilişin, ebedi güzelliklerin bulunduğu diyarın habercisi bahar... Bahar geldi, çiçekleri, yeşili, yağmuru ve kuşlarıyla, gülü, bülbülüyle, gönüllere neşe veren, aslımızı bir nebze olsun hatırlatan bahar... Bahar, sefer mevsimidir; kendi içimize, hakikati bulmak için serhat boylarına, bulduğumuz hakikati başka canlara ulaştırmak için huduttan hududa... Türk orduları baharla birlikte sefere çıkarlardı. Bu gerçek, akıncı türküsünde: "Bülbüller ötüyor seher vaktidir Gül bade içelim bahar vaktidir Hazır olun erler gaza vaktidir Destur saldıralım düşman eline" diye gönüllerden dillere dökülmüş, binlerce yıldır halimize tercüman olmuş. Barışta savaşa hazır olmanın, nefis, şeytan ve kötü çevreyle yapılan mücadelenin temsil edildiği, alperenler hatırası yağlı güreşi yapan pehlivanlar da baharda sefere çıkarlar; "Aldım zembilimi elime, düştüm gurbetin yoluna" diye. Günümüzde de pehlivanlar baharla birlikte yola çıkarlar. Ülkemizde yılda 200'e yakın mahalli yağlı güreş organizasyonu yapılmaktadır. Kırkpınar'dan Elmalı'ya, Kurtdereli'den Altınyayla'ya nice yerlerde ermeydanları "Allah Allah" sesleriyle hayat bulur, cenk türküleri çalan davul zurnayla şenlenir. Pehlivanlar, baharla birlikte yola çıkmakta, ama kispetleri zembil içinde değil, petrol ürünü adidas çantalarda olarak. Makaleye yukardaki satırlarla başladım ama nasıl tedirgin oldum anlatamam. Neden mi? Neden olacak? Hakan Şükür'ün başına gelenleri gördükten sonra kendimden korktum. "Kutlu Doğum Haftası'na yakışır bir maç olsun" dediği için Hakan Şükür'ün başına gelmeyen kalmadı. Bu kadarcık söz için Hakan Şükür'ü medya ipiyle idam edenler, ya benim senelerdir Kırkpınar için yazdıklarımı okursalar, ne olur benim halim. Düşünmek bile istemiyorum. Önceden medya Kırkpınar'a ilgi göstermiyor diye kızıyordum. Şimdi şükrediyorum. İyi ki ilgi göstermiyor. Ya ilgi gösterip de yazdıklarımızı okusalar, pehlivanların kıbleye karşı "Allah Allah" sesleri, Peygamber Efendimize salevatlarla meydana salındığını görseler, halimiz ne olurdu? Her halde ilk işleri, yağlı güreşin, Kırkpınar'ın yasaklanması için bütün dünyayı ayağa kaldırmak olurdu. Yağlı güreşle ilgilenenler, medya bize ilgi göstermiyor diye sakın üzülmeyin. Tam tersi şükredin. Gölge etmesinler başka ihsan istemeyiz.