Aliço çok kızmıştı

A -
A +

Yusuf, Kurtdereli Mehmed'i kolunda tuttu, birlikte güreşçiler için ayrılan çadıra doğru giderlerken, güreş esnasında nerelerde, nasıl hata yaptığını, çok hızlı ve dikkatsizce güreştiğini, atalarımızın "Acele işe şeytan karışır" sözünü boşuna söylemedeklerini anlatarak tavsiyelerde bulundu, kendisini kucakta taşıyarak yendiği için de hak helalliği istedi, ders vermek için böyle yaptığını söyledi. Kurtdereli Mehmed'i, Yusuf'un mertliği duygulandırdı, "Sağ ol ustam, bu söylediklerini bir ömür boyu unutmayacağım. Haklısın, bir an seni çok rahat yeneceğimi düşündüm, gençliğime, kuvvvetime mağrur oldum" dedi. Adalı Halil ile Katrancı Mehmed arasındaki güreş, bir itiş kakış şekline dönmüştü. İkisi de ağır pehlivanlardı, oyundan ziyade, kuvvetle sonuca gitme yolunu tercih ediyorlardı. Güreşleri yaklaşık beş saat elense ve tırpanla devam edip, herkese bıkkınlık geldiği bir sırada, Adalı Halil, Katrancı Mehmed'i bel kündesiyle, belinden kaldırıp çevirerek yendi. Güreşin bitmesiyle, bütün seyirciler işkenceden kurtulmuş gibi sevindiler. Cazgır, Adalı Halil ile Koca Yusuf'un onbeş dakika sonra, son güreşi yapacaklarını duyurdu. Fakat Adalı, istirahat etmek için pehlivanlar çadırına gitmedi, doğrudan düğün sahibinin ve başhakem Aliço'nun bulunduğu çadıra gitti. Aliço'nun elini öptü: -Ustam, akşam oldu, müsaade et, Yusuf ile güreşimizi yarın ayıralım. Aliço, düğün sahibi Mustafa Daniş Efendi'nin, güreşlerin mutlaka bu akşam bitmesini istediğini biliyordu: -Evladım Halil, dediğin olmaz. Düğün sahibimiz güreşlerin bu akşam bitmesini istiyor. Bu düğün güreşi, herkes işine gücüne gidecek. Bu kadar insan sizin için yarını mı bekleyecek? Nerede yatıp kalkacaklar? Hem, bizim geleneğimizde, güreşlerin aralıksız devam etmesi lazım. Kırkpınar'ın doğmasına vesile olan Ali ile Selim, ay ışığında güreşirken şehit olmadılar mı? Biz de meşaleleri yakarız, meşale ışığında güreşirsiniz. Ustasının bu sözlerine rağmen Adalı ikna olmamıştı: -Ustam, ben beş saattir güreşiyorum, Yusuf ise dinlendi, bu bana haksızlık değil mi? Aliço kızmağa başlamıştı: -Kim dedi güreşi beş saat uzat diye. Eğer güreşmezsen, Yusuf'u birinci ilan eder, ödülü ona veririz. Aliço'nun ödülü Yusuf'a veririz sözü Adalı Halil'i sinirlendirdi: -Ödülü kime verirseniz verin. Ben para için değil, şan, şeref için güreşirim. Yusuf'u yenersem, anam müjdeyi götürene sizin vereceğiniz beş beşibirlikten daha fazlasını bahşiş olarak verir. Aliço, yerinden fırladı, tokadı patlatmak için Adalı'ya doğru hücum etti. Düğün sahibi Mustafa Daniş Efendi müdahale etti: -Bırak koca usta. Bu düğünde tatsızlık çıkmasını istemiyorum, sarayda gelen misafirler var, onlara karşı ayıp olmasın. Aliço, yerine oturdu, ama sakinleşmemişti, kel başı kızarmış, bıyıkları dikilmiş, Adalı Halil'e bağırıyordu: -Bre terbiyesiz, haddini bil. Bana karşı ikidir terbiyesizlik yapıyorsun, bunları affederim. Ama Mustafa Daniş Efendiye karşı yapılanı asla. Verilen ödülü sen nasıl küçük görürsün, ödüle değil, ödülü verene bakılır. Mustafa Daniş Efendi'nin adamları, Adalı Halil'i dövmeye yürüyünce Daniş Efendi, araya girdi. Adalı Halil'in tez zamanda, Çardak'tan götürülmesini istedi. Adalı Halil, düğün yerinden uzaklaştırıldı ve beş beşibirlik ödül Yusuf'a verildi. Ödülü alan Yusuf, Kurtdereli Mehmed'i buldu, kimsenin bulunmadığı bir yere götürdü, iki beşibirliği ona verdi: -Mehmed'im, bu iki beşibirlik senin hakkındır, çok güzel güreş çıkardın. Tavsiyelerimi unutma. Mehmed, iki beşibirliği almak istemedi. DEVAMI VAR

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.