1894 senenin nisan ayında, Aliço'nun çırağı Adalı Halil, ta Edirne'lerden kalkıp, ustasının memleketi İpsala Koyunyeri'ne gelmişti. Aliço, çırak beni ziyarete gelmiş diye sevinirken, Adalı Halil, ustasının hiç beklemediği bir şeyi yapmış, kispetini Aliço'nun önüne koymuş, "Ustamsın sana hürmetin büyüktür. Ancak şu ölümlü dünyada seninle güreşmek şerefine kavuşmak isterim. Eğer kabul edersen güreşmeğe geldim." demişti. Aliço ne desin bilemedi, tam ölür müsün öldürür müsünlük bir durum vardı. Adalı Halil'in, yıllar önce güreşi bırakmış ustasına güreş teklif etmesi terbiyesizlikti, ayrıca çırak hiçbir zaman ustasıyla ciddi güreş tutamazdı, eğer bir güreşte karşı karşıya gelirlerse, bir müddet oynaş, ciddi güreş olmayan güreş yaptıktan sonra, çırak ustasının elini öperek güreşi ustasına bırakırdı, binlerce yıllık Türk güreş geleneği böyledi. Aliço ne yapsın bilemedi, Adalı'nın bu isteğini, tam bir güreş delisi olmasına, güreşi kara sevda derecesinde sevmesine verdi. "Kara sevdalı, aşkı konusunda sıhhatli düşünemez bu bizim deli oğlan da güreş deyince herşeyi unutuyor." diye düşünerek, gülümsemiş "Peki Adalı oğlum, madem böyle istiyorsun, Daniş Efendi'nin önümüzdeki ekim ayında Çardak'ta düğünü olacak, bu düğünde güreşler yapılacak, seninle inşallah orada buluşup, kozumuzu paylaşalım" demişti. Aliço, arkasından da sarı öküzü kesmiş, kavurma yapmış ve kara öküzle birlikte boyunduruğa koşularak çift sürmüş, hanımı da sabanın başına geçmişti. Geçen beş ay içinde elli yaşını aşmış Aliço tanınmaz hale gelmişti. Görenler hay bire maşallah koca usta demekten kendini alamıyorlardı. Çardak'a gelen herkes, Adalı Halil ile Aliço arasında geçen bu hadiseyi, kavurma olan sarı öküzü konuşuyordu. Koca Yusuf, Adalı Halil'in ustasına meydan okuyuşunu duyunca çok şaşırdı, Adalı Halil gibi bir pehlivanın böyle bir şey yapması için çıldırması lazım şeklinde düşündü. Ustasının elini öpen Adalı Halil ustasının son durumunu görünce meydan okuduğuna pişman olmuştu, ancak iş işten geçmişti. Güreşlerden bir gün önce Gelibolu ve Çardak, güreşçiler ve gelen misafirlerle dolup taşmıştı. Koca Yusuf, Aliço, Adalı Halil'den başka, baş güreşler için Hergeleci İbrahim ve çırağı Kara Ahmed, Şumnulu Kuru Rüstem, Pamukçulu Osman, Kazandereli Memiş, Çandırlı Arap Hüseyin, Katrancı Mehmed, Kurtdereli Mehmed de gelmişlerdi. Ancak, Hergeleci Mehmed Pehlivan, güreşmeyeceğini açıkladı, bu güreşe çırağı Kara Ahmed'i hazırlamıştı. Yusuf'un, birlikte güreş kovalasınlar da pişsinler diye kendi başlarına güreş yapmağa saldığı çıraklarından Küçü Yusuf da, Çardak'a gelmişti. Filiz Nurullah ise Şumnu'ya dönmüştü. Yusuf, yanına Şumnulu Kuru Rüstem'i, çırağı Küçük Yusuf'u ve can yoldışı baba ile oğulu alarak Perşembe akşamı Çardak'da bir güreşseverin evinde misafir oldu. Güreşler, 23 Ağustos 1894 Perşembe günü, sabahleyin başladı. Daniş Efendi ve Gelibolu'nun ileri gelenleri, Aliço'nun kispetiyle güreş yerine geldiğini görünce işin ciddiyetini anladılar. Türk güreş tarihinde yaşanmayan bir şey yaşanacak, yıllar önce güreşi bırakmış ustayla çırak güreşmiş olacaktı. Devamı var