12 Ağustos Cumartesi gecesi Avcılar'da yağlı güreş vardı. Evet, yanlış okumadınız, Cumartesi gecesi dedim. Üçüncü senedir yağlı güreş gece yapılıyormuş. Işıklar altında, çimenlerin üzerinde güreşen pehlivanları görmek heyecanlandırdı. Ay ışığında güreşirken şehit düşen iki alpereni, Ali ile Selim'i hatırladım. Gece serinliğinde güreş seyretmek çok güzeldi. Avcılar Belediye Başkanı Mustafa Değirmeci, "Arena Ermeydanı'nı 21 günde yaptık" deyince şaşırdım. Arena ve Ermeydanı'nı yanyana duyunca şak kündesiyle yenilmiş gibi oldum. Bu satırlardan sonrası sayın başkan ile ilgili değil. Onun iyi niyetinden zerre şüphemiz yok, yağlı güreş için yaptıkları meydanda. Güreş yapılan yere "Arena" derken de muhakkak iyi niyetle hareket edildi. Dikkat çekmek istediğimiz; Kırkpınar'ın, yağlı güreşin manasına yüzde yüz ters Arena isminin, güreş yapılan yere verilmesi ve herkesin de bunu normal karşılaması. Arena, zevk için can alınan yer, ermeydanı ise, ebedi güzellikler için can verme sırrına erilen... Arena'da, birilerini eğlendirmek, kumar oynanmasını sağlamak için glatyatörler, birbirlerini öldürür. Arena'da, matadorlar, zevk için korumasız canlara, boğalara kıyar. Arena, kan, vahşet meydanıdır. Ermeydanı, yiğitliğin, mertliğin, insanlığın yaşatıldığı yerdir. Ermeydanı, öldürmenin değil, ebedi güzellikler için ölmenin temsil edildiği mekandır. Ermeydanı, erlerin, can verme sırrına erenlerin, güle aşık olanların meydanıdır. Arena, mazlumlar kaçmasın, zulüm tam anlamıyla işlensin diye duvarlarla çevrilidir. Ermeydanı ise tabiatın kucağındadır, ebedi güzelliğe işaret eden ağaçlar, çiçekler, kuşlar, çimen ve su ile koyun koyunadır. Arenada, zulmü seyretme, ermeydanında güzellikleri yaşama ve şahit olma vardır. Arenada para kazanılır, ermeydanındaysa sahip olunan maddi-manevi nimetler, karşılıksız verilir. "Avcılar Arena Ermeydanı" ismi, yağlı güreşte, spor, insanlık anlayışımızda geldiğimiz noktayı, ermeydanının arenaya dönüşünü gösteriyor olmasın sakın... Yağlı güreş; para için, tv stüdyolarında, otellerin gösteri salonlarında, sirklerde yapılır hale gelmedi mi? Yağlı güreşte anlaşmalı güreşler yapılıyor, para ile rakip satın alınıyor diye söylenmiyor mu? Bütün bunlar, ermeydanının arenaya dönüştüğünün habercisi değil mi? Ermeydanını arena olarak isimlendirmek ve nasıl bir cinayet işlendiğinin farkında olmamak, hangi çözülüşün ifadesi? Sözümüz; Şu yeryüzü ermeydanı, Gönül sevmez her meydanı, Yüreksize yorgan döşek, Koç yiğide ver meydanı. Oğuz Mete çağından, Son Peygamber kucağından, Hacı Bektaş ocağından, Açık bize sır meydanı... diyenlere... Kelamımız, yeryüzünü ermeydanı bilenlere, koç yiğitlere, alperen gönüllülere, işi, arenada, tv stüdyolarında olanlara değil..