4 Şubat 1900 tarihinde, Ahmet ile Filiz Nurullah, Moulin Rouge Salonu'nda karşı karşıya geldiler. Parisli bütün güreşseverler tiyatroya koşmuştu. Salon hınca hınç doluydu. Kara Ahmet ile Filiz Nurullah, kispetlerini giymiş halde... İşıklarla parıl parıl parlayan yağlı vücutlarıyla ortaya çıktılar... Ve ortalık, alkıştan, ıslıktan, "Yaşşa Karamel" sesleriyle yıkıldı. Her iki pehlivan, ellerini kalplerinin üzerine götürerek alkışlara karşılık verdiler. Hüseyin Selim'in hakemliğinde güreş başladı. Her iki güreşçi de peşreve başladılar. Ama davul zurnasız peşrevin de zevki çıkmıyordu. Peşrevden sonra ortalık Filiz Nurullah'ın "Hayda bre Kara Ahmet" naralarıyla inledi. Kara Ahmet de bunlara "Hayda bre Filiz Ağam" efelenmeleriyle cevap verdi. Karşılıklı naralanmalar Parislileri iyice coşturdu. Kara Ahmet ile Filiz Nurullah, 1.5 saat, burası Paris demediler. "Madem ki güreş vardır. Burası ermeydanıdır. Kırkpınar'dan farkı yoktur." Diyerek bütün güçleriyle güreşmeyi namus borcu, yiğitliğin gereği, alperenlerin emri bildiler. Dostluk, hemşehrilik düşünmediler. Bütün güçleri, ustalıklarıyla güreştiler. Oyundan oyuna geçtiler. Türkistan'dan Frenk diyarına, yeryüzünü ermeydanı bildiler. Ahmet, koca Filiz'i yerde zapt etmeğe çalışırken, paçasını eline geçirdi. Filiz çekti, Ahmet, bırakmadı. Her ikisi de pes etmedi. Onlar pes etmedi, ama biri pes etti. Pes eden Nurullah pehlivanın kispetiydi. Kispetin paçası, Kara Ahmet'in elinde kalmıştı. Filiz Nurullah, "Hay bre Ahmedim! Maşallah sana. Sende Koca Yusuf gibi kuvvet varmış." diyerek Ahmet'i tebrik etti, alnından öptü, Ahmet de Filiz ağabeyinin elini ve güreş, kispet yırtılması sebebiyle berabere bitti. Ahmet ile Nurullah'ın güreşinden önce Hüseyin Selim ile Rum Pierri, serbest stilde minder güreşi yaptılar. Selim, Pierri'yi 15. dakikada yendi. 8 Şubat 1900 Perşembe günü akşamki serbest stil güreşlerde, Nurullah, Pierri'yi 6, Kara Ahmet de Selim'i yine 6 dakikada yendi. 11 Şubat, Pazar günü, önce Pierri ile Selim, grekoromen tarzda güreştiler. Pierri, 6 dakikada Selim'i yendi. 11 Şubat'ta yapılacak ikinci karşılaşma için gazeteciler, Kara Ahmet ve Filiz Nurullah'ı ağızlarından laf almak için sıkıştırdılar. Kara Ahmet, pek konuşmak istemiyordu. Kafası ve gönlü Benoit ile meşguldü. Gazeteciler kendisini çok zorlayınca Kara Ahmet, yarım yamalak öğrendiği Fransızcası ile konuştu: "Nurullah, benim hoca. O hem benden kuvvetli hem de usta... O yener..." Gazeteciler, hayretler içindeydi. Cihan Şampiyonu, yenilgiden bahsediyordu. Filiz Nurullah ise, "Ben kiloluyum ama, Ahmet iyi güreşçi ve çok kuvvetli" diye cevap verdi. Gazeteciler, çok istemesine rağmen ikisinden de birbiri aleyhinde söz alamamışlardı. Filiz Nurullah ve Kara Ahmet, 12 Şubat'ta karşı karşıya geldiler. Ahmet, Filiz ile güreşmek istemiyordu. Fakat, Benoit ile evlenebilmesi için başka çare yoktu. Salon yine tıklım tıklımdı. Güreş, ilk güreşin aksine, yağsızdı. Güreşin başlamasıyla birlikte, Filiz Nurullah, "Hayda bre yiğidim" diyerek naraları peş peşe patlamağa, Ahmet de, "Aşk olsun be Filiz ağam", "Haydi kızılelmaya" diye cevap vermeğe başladı. Karşılıklı elenseler, pehlivanların enselerinde balyemez topu gibi patlıyordu. > DEVAMI VAR