Birbirlerine meydan okudular

A -
A +

Ahmet, sataşmaları anlamazlıktan geldi... İşi şakaya vurup, "Doğru sülediniz be ağalar. Bu halimle onlarla güleşsem, pelvanlığım biter." dedi. "Ama Adalı Halil de sizin gibi düşünüyorsa, Ekim ayının sonunda Soğanlı'da düğün güreşi var. Gelsin kozumuzu orada paylaşalım." diye konuşarak Adalı'ya meydan okudu. Adalı da, tamam be sakın o gün de belim ağrıyor demiyesin cevabını verince, Soğanlı düğün güreşinde karşılaşmaları kararlaştırıldı. Kara Ahmet, diyar diyar dolaşıp aradığı güzele burada rastlar mıyım diye gelmişti, ama bunu, nasıl söyler, nasıl anlatırdı. Ve... bütün İstanbullu güreşseverlerin merakla beklediği gün geldi. 1896 Ekim ayının son günlerinde, İstanbul'un Soğanlı semtinde düğün güreşinde, güreşseverler buluştu. Soğanlı Çayırı, Kıyamet gibi insan kaynıyordu. Önce Adalı Halil'i, sonra da Kara Ahmet'i gören güreşseverleri büyük bir heyecan kapladı. Güreşseverler, iki büyük pehlivanın gelmesi heyecanını atamamışken dikkatler gelen bir faytona çevrildi: -A be bir pelvan daha geldi, hem de başpelvan. -Te be susak ağızlı nerden anladın pelvan... hem de başpelvan olduğunu. Evliya mısın, nesin? -Kör müsün? Baksana faytonun yayları nasıl gerilmiş. -Doğru sülersin be. Fayton, durdu ve içinden dev gibi biri indi. İnmesiyle birlikte faydon şöyle bir hopladı, yaylar yerli yerine yerleşti. Geleni görenler hayret nidalarını göğe saldılar: -Ooo gelene bak. Bugün tam şenlik var desenize. -Bu bizim Kurtdereli Mehmet değil mi? -Ta kendisi, maşallah deyin, şu kızana. Kurtdereli Mehmet Pehlivan'ın gelmesi, bütün hesapları bozmuştu. Bugün, başta yalnızca Adalı Halil ile Kara Ahmet'in güreş yapması düşünülüyordu. Şimdi hesaplar karışmıştı. Durum, Kurtdereli Mehmet'e anlatılınca, "Te be ben buraya Ahmet ile güreşmeğe gelmiştim. Onunla ermeydanında şüle kıran kıran bir güreş yapamadım. Avrupalara gitmiş, oralarda çok başarılı olmuş. Biz de dersimizi alalım kendisinden." dedi. Düğün, sahibinin ricası üzerine, Kurtdereli güreşe çıkmadı. Kara Ahmet, ile Adalı arasında iki saat süren çok zorlu bir güreş oldu. İki pehlivan, birbirlerine üstünlük sağlayamadılar. Bir yıl önce, Selanik Beşçayır'da kavga sebebiyle yarım kalan güreşlerinden sonra yaptıkları bu ikinci güreş, Ahmet, açısından çok önemliydi. Ahmet, böylelikle, Adalı Halil'e yakın bir pehlivan olduğunu göstermiş, bir ay önce, Kartal güreşlerinde söylenen "Adalı Halil ve Kurtdereli'den korktu da güreşmedi, bel ağrısı bahane." iddialarına en güzel cevabı vermiş oldu. İki pehlivan, ortaya koyan ödülü almamışlar ve Kurtdereli'ye terk etmişlerdi. Kurtdereli, Adalı Halil'den altı, Kara Ahmet'ten ise bir yaş küçüktü. Ödülü almayarak, kendilerinden daha küçük olan Kurtdereli'yi korumuşlardı. Güreş, sonrası Adalı Halil, Kara Ahmet'i, "Kara yiğidim. Geçen seneden bu yana güreşin çok gelişmiş. Duyduğum kadarıyla Frenk diyarlarında güreş yapmışsın. İnşallah, buralarda da başarıların devam" eder diyerek alnından öptü. Adalı Halil'in bu hareket ve sözleri, Kara Ahmet'i duygulandırdı. ¥ DEVAMI VAR

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.