Yusuf, hocası İsmail Pehlivan'ın suçsuz kimselerin uğradığı zulümler konusundaki açıklamasıyla, rahatlamıştı, ama, hâlâ Tosun Bey ve Yörük Ali pehlivanın hapsedilmesini ve cani Nikofski'nin salınmasını bir türlü kabullenemiyordu. Osmanlı hükümetine ve padişaha güveni sarsılmıştı. -Hocam, dedi. Bulgar isyanında çok büük kahramannık güsteren Tosun Bey ve Yörük Ali Pelvanı nası hapsedeele, buna karşılık da cani Nikofski'yi nası salaala... Bunu bi türlü annamış diilim. Bunu bi türlü kabullenemiyerim. Koca Usmannı Devleti bunu nası yapa? İsmail Pehlivan acı acı güldü: -A Yusuf evladım. Bazı şeyleri annamak için yaşın çok genç. Devletlee arası ilişkileede haklı haksız diil, güçlü güçsüz vaadır. Bugünneede, koca Usmannı yorgun. Abdülaziz Han, şehit idildi, Murat Han, hastalıı sebebiyle tahttan indirildi. Abdülhamid Han ise tahtta daa çok yeni. İşte İngiliz gavuru Usmannıyı büle bi zamanda yakaladı. Bütün bu süledikleen İngiliz gavurunun başı altından çıkıyeri. İsmail Pehlivan'ın açıklamaları Yusuf'u pek tatmin etmemişti: -Ama hocam. Bütün bu süledikleeniz, mazlumlaan hapsedilmesine, zalimleen de selbes bırakılmasına mazaret ulabilir mi? Adalet, üzerine kurulan Usmannı Devleti, zulme nasıl alet ulur? Kadere rıza güstermek dimek, oturup beklemek, yapılan haksızlıkları hiç ses çıkaamadan kabullenmek dimek mi? İsmail Pehlivan, Koca Yusuf yapısındaki birinin hayatın gerçeklerini kabullenmede zorlandığını, kendisinin, onun beynindeki soru işaretlerini tam olarak çözmede başarılı olamayacağını, buna, ancak, gönül gözü açık bir âlimin cevap verebileceğini, Yusuf'u, huzura kavuşturabileceğini, Yusuf yapısında birisinin şifasının gönül yolunda olduğunu daha iyi anladı: -Oğlum Yusuf! Dilerin, tez zamanda hem beynindeki hem de gönnündeki acılara son vercek bir gönül eriyle karşılaşır, seni perişan eden suallere cevabı gülde bulursun. Yusuf, şaşırmıştı. Demir Baba'dan sonra hocası İsmail Pehlivan da gül demişti: -Hocam, gül mü dediniz? İsmail Pehlivan, Yusuf'un şaşkınlığına güldü: -Evet, gül dedim. Bre Yusuf! Gül! Gül! Benim güldüüm gibi sen de gül, nice bin gönül ehlinin gül dedii gibi sen de gül de. Yusuf'ta, ne gül diyecek ne de gülecek hal kalmıştı, o, Demir Baba'dan duyduğunu hocası İsmail Pehlivandan duymanın şaşkınlığındaydı? -Cevabı gülde bulursunuz diye sülediniz. -Evet bre Yusuf, cevap güldedir. Gül; ilahi aşka, kadere, gerçek aşka götüren evliyalara, tasavvufa, kadere, sevgiliyi sevgiliye kavuşturan ölüme, en önemlisi de Peygamber efendimiz sallallahü aleyhi ve selleme işaret eder. İşte seen sualleene cevap bu gülleen birindedir, arayıp bulcaksın, ne güzel demişlee, "Arayan bulur" diye. İsmail Pehlivan, Yusuf'un şaşkınlığı karşısında ona takılmadan edemedi: -Az kalsın unutuyerdim. Bi de, gülfidanlaa, gülçehrelee, gülbeyazlaa, ayşegüllee, fatmagüllee ve pembegüllee vaa. Bilemem cevabın bu gülleede de olabilir. Leyla'dan Mevla'ya giden yol vaardır, gerçi, çok zorlu, çok çetindir ama... Sen zor olanı seveesin. Otlukköyü'nde, Hıdrellez günü, niyet çömleğinden gülü çektiini duymadık mı saniyersin? DEVAMI VAR