Depraz'ın kafa kol oyununu aldığını gören Fransızlar ayağa fırladı. En fazla zıplayan da, Koca Yusuf'a defalarca acı şekilde yenilen Pol Pons'tu. Fransızların Koca Yusuf tarafından perişan edilmiş şampiyonu bağırdı: -Haydi Depraz. Bırakma onu. Belli ki teselli arıyordu... kendisine ringleri dar getiren Koca Yusuf'un dininden ve milletinden Kara Ahmet'in yenilmesi, kendisi yenmiş gibi Pons'u sevindirecekti. Kafakol oyunundan kurtuluş olmadığını bilen Hergeleci İbrahim, ressam Galip Bey, Paşa oğlu Reşat Bey ve Türk öğrenciler, endişelendiler. Ahmet gidiyordu. Grekoromen tarzda Paris'te ilk güreşini yapan Ahmet birinci güreşinde yeniliyordu. Ahmet'in durumu ümitsizdi, çünkü, kafakoldan tek kurtuluş yolu olan köprüyü kurmayı bilmiyordu. Çok sağlam bir şekilde kafakol oyununu alan Depraz, kalçasını Ahmet'in bel kısmına önden iyice yerleştirdi ve bütün kuvvetiyle Ahmet'in sağ kol ve başını çekti. Depraz, inanamadı. Boğa olsa deviririm dediği kafakol oyununa rağmen, Kara Ahmet, direniyordu. Ahmet, kimsenin aklına gelmeyen ve bugüne kadar yalnızca Koca Yusuf'un başardığı bir şeyi yapmıştı. Hem de hiçbir ustadan ders almadan, genlerindeki pehlivanlık cevheriyle. Ahmet'in ensesi kalınca, göğsü ve omuzları çok kuvvetliydi. Ahmet, kafakol oyununa yakalandığını hissettiği anda, inanılmaz bir çabuklukla davrandı... kafakol oyunu için önüne kıvrılmış Depraz'ın belini acı kuvvetinin yardımıyla arkadan kavradı. Kavramasıyla beraber de doğruldu. Ve ortaya güreş sahalarında rastlanmayan bir manzara çıktı. Ahmet, dimdik duruyor, Depraz ise Ahmet'in kafası ve kolunu yapışmış ama ayakları yerden kesilmiş vaziyette askıdaydı, tıpkı, düşmemek için dev bir ağacın gövdesini korkuyla tutunmuş bir ayı gibi. Ahmet'in kimsenin beklemediği bu hareketi, herkesi hayrete düşürmüştü. En fazla da, büyük bir sevinç içinde Ahmet'in yenilmesini bekleyen Pons'u... Çırağının hareketi Hergeleci'yi aşka getirdi: -Afferin be Ahmet. Ortada çok garip bir durum vardı. Ahmet, kafası ve kolu hasmı tarafından sarıldığı için bir şey yapamıyordu. Depraz ise ancak ayaklarını sallayarak bir çocuk gibi çırpınıyordu. Bu durum, seyircilerin hoşuna gitti, gülüşmeler başladı. Kadınlar ise, Karamel Karamel diyerek çılgınca Ahmet'i alkışlıyorlardı. İki pehlivan da hiçbir oyun yapamayınca, hakem düdük çalıp, güreşi tekrar başlattı. Depraz, kafakol oyununa rağmen Ahmet'i yenememesine, onun boynuna asılı kalmasına ve seyircinin gülmesine çok kızmıştı. Hasmının Grekoromen güreşini bilmemesinden cesaret alarak habire saldırıyordu. Kara Ahmet ise bildiğinden şaşmıyor, bir taraftan "Ey kalın kafalı Ahmet, hanımların sesine dönersin ha, işte büle tehlikeli durumlara düşersin" diyerek kendi kendini fırçalıyor diğer taraftan da fırsat buldukça elenseyi vuruyor... Depraz'a her elensede ya yeri öptürüyor ya da hücrelerine kadar sarsıyordu. Ve Ahmet, tam yağlı güreşte olduğu gibi, ellerini rakibinin koltuk altlarından geçirip sırtında birleştirerek çapraz oyunu aldı ve onu geri geri sürmeğe başladı. > DEVAMI VAR