Delidir, ne yazsa yeridir

A -
A +

Kısmet olursa on beş günde bir bu köşede dertleşeceğiz. Köşemize, soy ismimizden ve okuyucalarımızın, "Bugün yine delice şeyler yazmışsın" demesinden cesaret alarak 'Delice' dedik, "Delidir, ne yazsa yeridir" şeklinde düşünüp yazdıklarımızı, üzerinize almayasınız ve darılmayasınız diye... 46'lık tabirini işitmişsinizdir. Aklından zoru olanlara, "46'lıktır dokunmayın." derlerdi. Eski Ceza Kanununun 46. maddesi (Yenisinde 32) akıl hastarı, yani cezai ehliyeti olmayanlar hakkındaydı. Bir kimse için 46'lık tabiri kullanılıyorsa, bu; "Buna dokunmayın, cezai ehliyeti yoktur. Adam öldürse dahi ceza almaz. Bulaşma geç" manasındaydı. Bunu niye mi yazdık, her ihtimale karşı. Temel'in fıkrasını hatırlarsınız. Yeni tanıştığı biri Temel'e "Çok sempatiksin" demiş. Temel de çekmiş tapancasını adamı vurmuş. Niçin vurduğunu sormuşlar. "Bana çok sempatiksun dedu, onun içun furdum" cevabını vermiş. "Sempatik, cana yakın demektir" açıklaması gelince de, "Her ihtimale karşı furdum oni" demiş. Biz de her ihtimale karşı, 46'lık meselesini anlattık ki, kim vurduya gitmeyelim, akıl hastası ile Delice'yi karıştırmayalım. Gelelim Delice'ye... Niçin 'Akıllıca' değil de 'Delice' dedik? Deliyiz dedikse de kendimizi akıllı tanıtacak kadar değil. Tilkinin biri büyük bir korku içinde kaçıyormuş. Hayır olsun, demişler, ne bu telaş? Sormayın, demiş, yakaladıkları öküzleri çifte koşuyorlar, ben de bunun için kaçıyorum. Sual sahipleri karınlarını tuta tata gülmüşler, "Yahu öküz nerede sen nerede, arada hiç bir benzerlik yok" diyerek. Tilki boyun bükmüş, "Yakalanırsam, öküz olmadığımı anlatıncaya kadar post elden gider" demiş. Bizimkisi de o hesap. Yakalanırsak akıllı olmadığımızı anlatıncaya kadar post elden gider. İyisi mi işi deliliğe vuralım da postu kurtaralım. Efendim, biz de deli ile akıl hastası karıştırılır. Tarihi seyri içinde 'deli', inandığı uğrunda kelle koltukta gidene demişler, hatta 18. ve 19. yüzyıllarda düşmanı bozmak için kurulan fedailere 'deliler' ismi verilmiş. Bu kadar delice izahtan sonra, köşemize niçin 'Delice' dediğimizi anladınız herhalde. Hem hak bildiğimizi yazalım hem de postu deldirmeyelim, diyoruz. Yazma işiyle, "maksat; spor, sanat veya edebiyat olsun" diye meşgul olmamağa çalışıyoruz. Akl-ı selim sahiplerinin, gönül sultanlarının ışığında, hak bildiğimizi Yunus Emre dilince anlatma gayretindeyiz, dileğimiz bunun sevdaya dönüşmesi. Bir duası için ömür verilesi büyüğümüzden "Ömrün oldukca yaz ve dua al" işaretiyle müşerref olduk. İnşallah gereğiyle ihlas amel etmek nasip olur. "Bir kimseye 'deli' denilmedikçe imanı kâmil olmaz" müjdesine milim de olsa yaklaşma ümidiyle yazalım diyoruz. Yazmanın ne kadar mesuliyetli bir iş olduğunun şuurunda, dua alınası nice yazılar yazmak dileğiyle....

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.