Rum Pierri, Ahmet'in alafranga güreşi iyice bellediğini görünce, İsviçre başpehlivanı Depraz ile güreş yapması için bağlantı yaptı. Depraz, Ahmet'ten daha okkalı bir güreşçiydi. Fransızların meşhur başpehlivanı Paul Pons ile zorlu güreşçiler yapmıştı. Güreşin, 26 Aralık 1985 tarihinde, saat 21.00'de kışlık spor salonunda yapılması kararlaştırıldı. Güreşten önce Ahmet hakkında, "Sultan'ın başpehlivanı, Yusuf Pehlivanı sahadan kaçırdı" gibi masa başı haberler çıktı. Belli ki güreşi tertip edenler, ilginin artması için her çareye başvuruyorlardı. Güreş akşamı geldi çattı. Ahmet, Paris'te okuyan Mehmet, ustası Hergeleci İbrahim ile birlikte güreşin yapılacağı salona geldi. Diz altından omuzlara kadar uzanan askılı mayoyu giydi. Mayonun iyice vücuda yapışması Ahmet'i rahatsız etmişti. O da Koca Yusuf gibi çareyi üste daha bol bir mayo giymekte buldu. Ahmet, daha önce Koca Yusuf ile ustası Hergeleci İbrahim arasında yapılan güreşi seyrettiğinden kapalı spor salonlarında ringte yapılan güreşe yabancı değildi. Ahmet, ringe çıktığında trübünleri dolduran bayan seyircilerin çokluğu karşısında şaşırdı. Acaba elmayı paylaşacağı dilber bunların arasında mıydı? Hergeleci, çırağı Ahmet'e, "Evladım, bu Frenklerin güreşinde yenisin. Biraz çalışmakla alafranga güleş öğrenilmez. Sakın delilik yapma, paldır küldür güreşe girme, hamleleri rakibinden bekle." dedi, son tavsiyelerde bulundu. Biraz sonra Depraz da, eliyle sağa sola öpücükler göndererek ringe çıktı. Fransızlar, Depraz'ı çılgınca alkışladılar. Depraz'ı gören Ahmet hayrete düştü. Depraz, şampiyonluk nişanlarını, mayosuna iliştirmiş, çalım sata sata ringte dolaşıyordu. Hakemin işareti üzerine Depraz, nişanlarını yardımcısına verdi. Hakem, iki pehlivanı ortaya çağırdı, tırnak ve ter kontrolünü yaptı, düdük çalarak güreşi başlattı. Ahmet'in daha önce hiç grekoromen güreşi yapmadığını öğrenen Depraz, fırsat kolluyor... rakibinin kafasını koltuk alına alıp diğer koluyla da kolunu yakalayıp, vücudunu içten bükerek minder güreşinin en yenici oyunu kafakolu almağa çalışıyordu. Bu oyunu, yağlı güreşçiler bilmez, bilseler de yağlı güreşte uygulayamazlardı. Ahmet ise öne doğru eğilmiş rakibini yanına yaklaştırmıyordu. Ahmet, İstanbul ve Paris'te alafranga denilen grekoromen tarzı güreşe çalışmış, ancak ciddi bir rakip karşısında ilk defa güreş tutuyordu. Rakibi Depraz ise tam bir alafranga güreş ustasıydı. Depraz, şöyle bir yoklamış, Ahmet'i kuvvet bakımından Koca Yusuf'tan çok aşağı görmüştü. Depraz'ın iyice kendine güveni gelmiş, Koca Yusuf sebebiyle Türk pehlivanlarına karşı olan ürkekliği gitmişti. Depraz, kafa kol oyununu aldım mı bu işi bitirir, acemi Türkü yenerim diye düşünüyordu. Depraz bu düşüncesinde haksız da sayılmazdı, kafa kol oyunundan kurtuluşun tek çaresi sağlam bir köprü kurmaktı. Ahmet değil, hiçbir Türk pehlivanı köprü kurmayı bilmezdi, daha doğrusu öğrenmezlerdi. Türk pehlivanlarına göre, göbeği yıldız gördü mü pehlivan yenik sayılırdı, sırtının yere değmesi şart değildi. > DEVAMI VAR