Cazgır, iki pehlivanı çok güzel sözlerle tanıttı: Bugün cumadır müminler tutar saf, Bu pehlivana derler Koca Yusuf. Aliço'dan almıştır Kırkpınar başpehlivanlığını, Ermeydanında gösterir hem yiğitliği hem de insanlığı. Kırk yıl kıspet taşıdım kalmadı ahım, Bu pehlivana derler Hergeleci İbrahim. Güleşin üstadır, oyun içinden oyun çıkarır, Razgratlı'dır doğruyu her yerde haykırır. Allah Allah İllallah İki Türk aslanı çıktı meydane, İkisi de birbirinden merdane Alta düştüm diye yerinme, Üstü çıktım diye sevinme, Alta düşersen apış, Üste çıkarsan paça kasnaktan yapış, Çapraz gireyim deme yan baş atar, Sarma künde yapma kılçık atar, Pehlivan düşünme güven Allahına, Daima dua et milletine üstadına, Dünyaya geldik ayrı ayrı anadan, Kimimiz Rumeli'den kimimiz Anadolu'dan, Buraya geldik ayrı ayrı yerlerden herbirimiz, Pehlivanlar biliniz hazreti Hamza'dır üstadımız, pirimiz, Pehlivan pehlivan Alalhına güvenerek gir meydane, Çetin ol, metin ol güreş tut merdane, Kırımdan gelir tatar tozu dumana katar, Hasmın alırsa kündeyi manda olsan yine atar, Söğüt dalından odun olmaz, Her yiğitten pehlivan olmaz, At gibi yarışın, koç gibi tokuşun, Koyun gibi meleşin, kardeş gibi güreşin, Biri ak biri kara, hazreti Hamza çıktı nura, Ben çıkıyorum aradan, Allah sizleri kayıra. Haydi hep birlikte diyelim Dualarla bu iki aslana maşallah, Allah derman versin. Cazgırın bu güzel duasıyla iki yiğit, peşreve, destan yazmağa başladılar. Hergeleci çok kıvrak bir peşrev çıkarıyordu, tutulmaz bir tay gibi bir yerden bir yere zıplıyordu. Yusuf ise tıpkı bir kartal gibiydi. O endamlı vücuduyla, kollarını kartal kanadı gibi açmış, sanki yüce dağların karlı zirvesinde, sonsuz güzelikler diyarına ağır ağır kanat çırpıyordu. İki pehlivanın, birbirinden çok farklı güzelliklerdeki peşrevi seyircileri çıldırtmıştı: -Maşallah deyin şu aslanlara! -Yüce Mevlam nazarlardan korusun! -Bugünleri gösteren Rabbime şükürler olsun. > Devamı var