Sait Beşir hemen, geldi, "Yürü bre deli oğlan. Şu ayıcık halkasından kurtulmadan, buradan gidelim. Görmez misin, yenildim diye çıldırmak üzere. Ayı bile yenilgiyi hazmedemez" diyerek Ahmet'i meydandan çıkardı. Kahveden uzaklaştılar. Kahvede rahat oturamayacaklarını anlamışlardı, bütün gözler üzerlerindeydi. Kahveden epey uzakta, deniz kenarında ufak bir çorbacıya geldiler. İlk telaşı geçen Ahmet, Sait Beşir'in boynuna sarıldı: -Allah razı olsun be Sait agam. Sen olmasaydın, şu ayının karşısında tam rezil olacaktım. Sait Beşir güldü: -Nasıl verdiğim taktiği beğendin mi? Ahmet'in neşesi de yerine gelmişti: -Beğenmez olur muyum. Çok akıllı bir taktikti. -Ne dersin, Hergeleci İbrahim'i aramayı bırakalım mı? Ahmet şaşırdı: -Bırakmak mı? Niçin? Sait Beşir, şaplağı Ahmet'in sırtına yapıştırdı: -Bre deli oğlan. Biz Hergeleci İbrahim'i niçin ararız, sana ustalık yapması için değil mi? Ahmet, saf saf cevap verdi: -Evet. Sait Beşir kahkahayı patlattı: -Bre deli oğlan. Benden iyi usta mı bulacaksın. Verdiğim taktiklerin ne kadar işe yaradığını gördük. Koca boz ayıyı sırtüstü götürdük. -Haklısın efendi, boz ayı ancak böyle bir taktikle yenilebilinirdi. Hakikaten de ustalığına diyecek yok. Kara Ahmet ve Sait Beşir, sese döndüler. Konuşan, 20 yaşlarında, Ahmet boyunda, sağlam yapılı bir delikanlıydı. Fesi sağ kaşının üzerine inmişti. Sait Beşir, yanlarında yer açtı: -Buyur efendi. Hoş geldin. Bir çorbamızı iç. Teşekkür ederek yanlarına oturdu: -İsmim Ali Raif. Burada, Emirgan'da otururum. Ahmet'in ayıyla güreşini gördüm. Sizinle tanışmak için arkanızdan geldim. Anladığım kadarıyla Ahmet güreşçi. Ben de sporla ilgilenirim. Avrupalıların jimnastik dedikleri hareketleri yaparım. Vücudumu kuvvetlendirmek için çalışırım. Ahmet, Ali Raif'in konuşmasını anlayamamıştı: -Te be Ali agam. Kusuruma bakmayasın. Bu İstanbul'a geleli üç beş günü geçmemiştir. Jimna, spor gibi kelimeler süledin. Cahilliğimize ver, anlayamadım. Ali Raif bey, tatlı tatlı güldü: -Hay sen çok yaşasın Ahmet pehlivan. Anlamamakta haklısın. Bu kelimeler, dilimize Avrupa'dan geldi. Ben de bunları kullanmayı sevmiyorum, ama, dilimiz alıştı. Vücut ve manevi kabiliyetlerimizi geliştiren, bizi daha kuvvetli ve sıhhatli hale getiren, güreş, avcılık, binicilik gibi uğraşlara spor diyorlar. Avrupalılar, sporu, daha çok eğlence gözüyle görüyorlar. Jimnastik te vücudu kuvvetlendirme ve geliştirme hareketleridir. Ahmet, şaşırdı: -Ali agam, eğlence için güreş, binicilik, ok idmanı yapılır mı? Bütün bunlar, kendimizi, vatanımızı savunabilmek için maddi-manevi güçlü olmaya vesiledir. Allah rızası olmadan, vücudu kuvvetlendirmiş ve geliştirmişsin neye yarar? -Haklısın Ahmet pehlivan ama Avrupalı spora böyle bakıyor. Neyse, sizi daha önce buralarda görmedim. Yardımcı olabilir miyim? Dolaşmaktan iyice sıkılmış Kara Ahmet'i bu sözler sevindindi: -Tabi olabilirsin Ali agam. Hay adını sevsinler. Benim rahmetli bubamın ismi de Ali idi. -Hayır olsun, sıkıntınız ne? Sait Beşir cevap verdi: -Hergeleci İbrahim pelvanı ararız. > DEVAMI VAR