En iyi sporcu mu en iyi insan mı?

A -
A +

Ne dersiniz spor ve sporcuya, aykırı, delice bir bakışla bakalım mı? Önce yazalım sonra da, "Yazdıklarımızla zülfü yâre dokunduysak, 'Delidir, ne yazsa yeridir' diyerek kusurumuza bakmayın" şeklinde kılıf bulalım. Olur mu, niçin olmasın, tabi kabul ederseniz... Bir önceki yazımızda, "En iyi sporcu mu, en iyi insan mı? Bunun cevabını daha sonraki makalemizde vermeğe çalışacağız" demiştik. Önce spor ve sporcunun kelime anlamlarına, günümüzde bunlara yüklenen manaya bakalım. Spor kelimesi İngilizce 'sport' kelimesinden doğmuştur. Eğlenmek, oynamak, gösterişli bir şey takmak, kafa dengi, gırgır kimse gibi manalara gelmektedir. Günümüzde ise bedenen ve zihnen güçlü olmak, eğlenmek için yapılan düzenli hareketler manasında kullanılmaktadır. Bu işleri yapana da sporcu denmektedir. Bizim geleneğimizde, sporun karşılığı idmandır. Bizde, yalnızca eğlenmek, hoşça vakit geçirmek için oyun, hareket uygun görülmez. Oyun, eğlence vardır ama bütün bunlar, eğlenirken eğitmek içindir. Ecdadımızın yaptığı cirit, at yarışları, at talimleri, tomak gibi atlı sporlara, kılıç-kalkan, ok-mızrak atma gibi aletli sporlara ve güreş gibi bedenle yapılan sporlara baktığımızda bütün bunların savaşa hazırlık için olduğu görülür. (At ve silâh ile talîm, yarış yapmak câizdir) hadis-i şerifi ecdadımızın rehberi olmuştur. Bizim geleneğimizde, spor; yalnızca spor, eğlence, yarışma olsun, madalyalar kazanılsın diye yapılmamaktadır. Spor, spor yarışmaları bedenen ve zihnen güçlü olmak, sahip bulunulan güzellikleri savunmaya hazırlık için yapılmaktadır. Madalya ve ödüller, cirit, at yarışı, ok atma, güreş gibi savaşa, ebedi güzellikleri savunmaya hazırlık için yapılan sporlarda başarı gösterenlere verilmektedir. Kısacası spor olsun diye spor yoktur. Spor ebedi güzelliklere vesile olduğu için yapılmaktadır. Spor, eğlendirirken eğitmektir, beden ve zihnen güçlü olmak, savaşa hazırlık içindir. Boks gibi insana eziyete, boğa güreşleri gibi hayvana işkenceye dayanan sporlar ve benzerleri ise geleneğimizde katiyen yoktur. Gelelim "En iyi sporcu mu, en iyi insan mı?" sualine. En fazla zıplayanın, en hızlı koşanın, en iyi vuranların ödüllendirildiği, teşvik edildiği günümüzde geldiğimiz nokta; kan, gözyaşı, sevgi, merhamet, iyilik ve adalet yokluğu... En merhametlileri, en bilgilileri değil, en bilgeleri, gönül ile bilgiyi kaynaştıranları, arif olanları aramadığımız, onlar gibi olmayı teşvik etmediğimiz, çocuklarımıza topçu ve popçu olmayı özendirdiğimiz sürece kan ve gözyaşının akması daha da fazlalaşacaktır. İki cihanın efendisi Buharideki hadis-i şerifte, (Yiğit, pehlivan, hasmını yenen değil, öfkesini yenendir), Askeri'deki hadis-i şerifte de (Asıl kahraman, nefsini yenendir) buyurmuştur. Gücü, kuvveti, bilgiyi, makamı, malı, üstünlük vasıtası değil de, hesabı verilecek mesuliyet sebebi bilenler yetişmediği sürece gözyaşları dinmeyecektir.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.